Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SANDIRMAK : Turkish Turkish

sanmasına neden olmak, °zannettirmek

SANDUKA : Turkish Turkish

mezarın üzerine yerleştirilmiş, tabut büyüklüğünde tahta ya da mermer sandık

SANDVİÇ : Turkish Turkish

ıki ince ekmek dilimi arasına tereyağı, peynir ya da sucuk gibi şeyler konularak hazırlanan yiyecek

SANDVİÇÇİ : Turkish Turkish

sandviç yapan ya da satan kimse

SANEM : Turkish Turkish

puf

SANEM : Turkish Turkish

çok güzel kadın

SANGI : Turkish Turkish

sersemleşmiş, şaşkınlaşmış olan, sözü kolayca anlamayan

SANGILAMAK : Turkish Turkish

sangı olmak, sersemleşmek, şaşkınlaşmak

SANGILIK : Turkish Turkish

sersemlik, şaşkınlık

ŞANGIR ŞUNGUR : Turkish Turkish

üyük bir şangırtı çıkararak

ŞANGIRDAMA : Turkish Turkish

şangırdamak eylemi

ŞANGIRDAMAK : Turkish Turkish

(tabak, bardak vb. için) bir yere ya da birbirine çarparken, kırılırken gürültülü ve çınlayıcı ses çıkarmak

ŞANGIRDATMA : Turkish Turkish

şangırdatmak eylemi

ŞANGIRDATMAK : Turkish Turkish

şangırdamasına neden olmak

ŞANGIRTI : Turkish Turkish

(tabak, bardak vb.) bir yere ya da birbirine çarparken, kırılırken çıkan ses

SANI : Turkish Turkish

ir şeyin olabileceğini düşünmek, sanmak eylemi ya da sonucu, °zan, °zehap

SANİDİN : Turkish Turkish

volkanik kayaçlarda bulunan ortoz feldispat türü

SANIK : Turkish Turkish

suçlu olduğu sanılan (kimse), °maznun

SANIKLIK : Turkish Turkish

sanık olma durumu

SANILMA : Turkish Turkish

sanılmak eylemi

SANILMAK : Turkish Turkish

düşünülmek, olabileceğine inanılmak, °zannedilmek

SANISINA KAPILMAK : Turkish Turkish

sanmak, zannetmek

SANİYE : Turkish Turkish

ir dakikanın ya da bir derecenin altmışta biri

SANİYE : Turkish Turkish

fizik ve mekanikte zaman birimi

SANİYELİK : Turkish Turkish

ir saniye süresinde olan, bir saniye kadar süren