Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SARPLAŞMAK : Turkish Turkish

sarp bir duruma girmek

SARPLIK : Turkish Turkish

sarp olma durumu

SARRAF : Turkish Turkish

mesleği, kâğıt ve metal paraları birbiriyle değiştirmek, tahvil alışverişi yapmak olan kimse

SARRAFİYE : Turkish Turkish

sarrafın altın bozmak, değiştirmek gibi işler için üstelik olarak aldığı para, sarraflık hakkı

SARRAFLIK : Turkish Turkish

sarrafın işi

SARSAK : Turkish Turkish

yaşlılık, hastalık gibi nedenlerle güçsüz kalarak vücudu titrer gibi sarsılan

SARSAK SURSAK : Turkish Turkish

sarsakça, sarsılarak

SARSAKÇA : Turkish Turkish

sarsak (bir biçimde), titrer gibi, titreyerek

SARSAKLAŞMA : Turkish Turkish

sarsaklaşmak eylemi

SARSAKLAŞMAK : Turkish Turkish

sarsak bir duruma gelmek

SARSAKLIK : Turkish Turkish

sarsak olma durumu

SARSALAMA : Turkish Turkish

sarsalamak eylemi

SARSALAMAK : Turkish Turkish

sarsmak

SARSICI : Turkish Turkish

sarsma niteliği olan, sarsan

SARSIK : Turkish Turkish

sarsılmış

SARSILIŞ : Turkish Turkish

sarsılmak eylemi ya da biçimi

SARSILMA : Turkish Turkish

sarsılmak eylemi

SARSILMAK : Turkish Turkish

sarsmak eylemine konu olmak

SARSILMAK : Turkish Turkish

güçsüz durumda kalmak

SARSILMAK : Turkish Turkish

eklenmedik bir olaydan çok etkilenmek

SARSILMAZLIK : Turkish Turkish

mutluluğun temeli olan mutlak ruh dinginliği

SARSIM : Turkish Turkish

sarsmak eylemi

SARSIM : Turkish Turkish

gökcisimlerinin, genel çekim yasasına uygun olarak birbirini çekmesi nedeniyle herhangi bir gezegenin hareketinde görülen karışıklık

SARSINTI : Turkish Turkish

sarsılmak eylemi, birden sallanma

SARSINTI : Turkish Turkish

titreme