Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SEMAİ : Turkish Turkish

türk müziğinde iki basit usulden biri

SEMAİ : Turkish Turkish

sekizer hece ölçüsüyle yazılmış olan halk koşuğu türü

SEMAİ : Turkish Turkish

semavi

SEMAİ KAHVESİ : Turkish Turkish

halk ozanlarının toplandıkları; sazlı sözlü eğlencelerin yapıldığı, semai, mani ve türkülerin okunduğu kahve

ŞEMAİL : Turkish Turkish

ir kimsenin dış görünüşünün özellikleri

ŞEMAİL : Turkish Turkish

huy, karakter

SEMAN : Turkish Turkish

ir metalle temas durumunda ısıtılan ve yüksek sıcaklıkta ayrışarak taşıdığı elementlerden bir ya da birçoğunu o metalin yüzeyine yayan madde

SEMAN : Turkish Turkish

diş köklerini kaplayan sert madde

SEMANTASYON : Turkish Turkish

çözeltide iyon durumunda bulunan bir metali bir başka metal yardımıyla çökeltme

SEMANTİK : Turkish Turkish

anlambilim

SEMANTİK : Turkish Turkish

anlambilimsel

ŞEMATİK : Turkish Turkish

ir nesne, organ vb.'nin genel düzenini gösteren

ŞEMATİK : Turkish Turkish

ana hatlarına indirgenmiş

SEMAVER : Turkish Turkish

özellikle çay demlemekte kullanılan, kömür yakacak ocağı kendi içinde bulunan, elektrikle de çalışabilen bakır, pirinç gibi metallerden yapılmış musluklu kap

SEMAVİ : Turkish Turkish

göksel, gökçül, gökçe

SEMAZEN : Turkish Turkish

sema âyininde sema yapan mevlevi dervişi

SEMBOL, -LÜ : Turkish Turkish

simge

SEMBOLİK : Turkish Turkish

simgesel

SEMBOLİST : Turkish Turkish

simgeci

SEMBOLİZE : Turkish Turkish

"simgelemek" anlamına gelen "sembolize etmek" kalıbında geçer

SEMBOLİZM : Turkish Turkish

simgecilik

SEMBOLLEŞME : Turkish Turkish

sembolleşmek eylemi

SEMBOLLEŞMEK : Turkish Turkish

sembol durumuna gelmek

SEMBOLLEŞTİRİLME : Turkish Turkish

sembolleştirilmek eylemi

SEMBOLLEŞTİRİLMEK : Turkish Turkish

sembol durumuna getirilmek