Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SEMERLENMEK : Turkish Turkish

semerlemek eylemi yapılmak, semer vurulmak

SEMERLİ : Turkish Turkish

(yük hayvanı için) semeri olan: semerli at

SEMERSİZ : Turkish Turkish

(yük hayvanı için) semeri olmayan

SEMET : Turkish Turkish

düğünün ikinci günü gelini görmeye gitme töreni

SEMİ, -M'İ : Turkish Turkish

ışitme

SEMİH : Turkish Turkish

cömert, eliaçık

SEMİNER : Turkish Turkish

ir konu ile ilgili bilgi vermek ve bu bilgiler üzerinde tartışmak amacıyla birkaç yetkilinin yönetimi altında düzenlenen toplantı

SEMİNER : Turkish Turkish

üniversitelerde ve yüksekokullarda öğretim üyesinin yönetimi altında, öğrencilerin yaptıkları araştırmalarla ilgili rapor hazırlama, tartışma biçiminde yürütülen grup çalışması, topluçalışım

SEMİRGİN : Turkish Turkish

tembellikten yağ bağlayan, semiren (kimse)

SEMİRGİN : Turkish Turkish

semirmekten dolayı hareketleri ağırlaşmış (kimse)

SEMİRME : Turkish Turkish

semiz duruma gelme

SEMİRMEK : Turkish Turkish

esili, yağlı bir duruma gelmek, semizlemek

SEMİRTME : Turkish Turkish

semirtmek eylemi

SEMİRTMEK : Turkish Turkish

esili, yağlı bir duruma getirmek, semizletmek

SEMİYOGRAFİ : Turkish Turkish

haritacılıkta, haritayla ilgili bilgilerin bir işaret dizgesiyle belirtilmesi

SEMİYOLOG : Turkish Turkish

semiyoloji uzmanı

SEMİYOLOJİ : Turkish Turkish

hastalıkların belirti ve işaretleriyle ilgilenen hekimlik dalı

SEMİYOLOJİ : Turkish Turkish

göstergebilim

SEMİYOTİK : Turkish Turkish

göstergebilim

SEMİYOTİK : Turkish Turkish

göstergebilimle ilgili olan, göstergesel

SEMİZ : Turkish Turkish

eti, yağı çok olan, tavlı

SEMİZLEME : Turkish Turkish

semizlemek eylemi

SEMİZLEMEK : Turkish Turkish

semiz duruma gelmek, semirmek

SEMİZLEŞME : Turkish Turkish

semizleşmek eylemi

SEMİZLEŞMEK : Turkish Turkish

semiz duruma gelmek