Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SENFONİ ORKESTRASI : Turkish Turkish

senfonileri çalacak biçimde düzenlenmiş, üflemeli, telli, yaylı ve vurma çalgılardan oluşan büyük orkestra

SENFONİK : Turkish Turkish

senfoni ile ilgili; senfoniye dayanan

SENG : Turkish Turkish

taş

SENİ GİDİ SENİ ( YA DA SENİ SENİ) : Turkish Turkish

"yaramaz, haylaz, çapkın" anlamlarında kullanılır

ŞENİ, -İ : Turkish Turkish

kötü, çirkin, alçakça, utanç verici, insanlık dışı

SENİN CANIN CAN DA BENİMKİ PATLICAN MI? : Turkish Turkish

senin canının değeri var da benimkinin değeri yok mu anlamında kullanılır

SENİT : Turkish Turkish

hamur tahtası

SENKRETİZM : Turkish Turkish

irbirinden ayrı düşünce, inanış ya da öğretileri kaynaştırmaya çalışan felsefe sistemi

SENKRON : Turkish Turkish

eşzaman

SENKRONİ : Turkish Turkish

eşzamanlılık

SENKRONİK : Turkish Turkish

eşzamanlı

SENKRONİZASYON : Turkish Turkish

eşleme

ŞENLENDİRİLMEK : Turkish Turkish

şenlenmesi sağlanmak

ŞENLENDİRME : Turkish Turkish

şenlendirmek eylemi

ŞENLENDİRMEK : Turkish Turkish

şenlenmesini sağlamak, neşelendirmek

ŞENLENİŞ : Turkish Turkish

şenlenmek eylemi ya da biçimi

ŞENLENME : Turkish Turkish

şenlenmek eylemi

ŞENLENMEK : Turkish Turkish

şen duruma gelmek, neşelenmek, gönlü açılmak

ŞENLENMEK : Turkish Turkish

ayındır duruma gelmek

ŞENLENMEK : Turkish Turkish

canlılık, hareket kazanmak

SENLİBENLİ : Turkish Turkish

samimi, teklifsiz

SENLİBENLİ : Turkish Turkish

aşırı ölçüde samimi olarak, teklifsiz bir biçimde

SENLİBENLİ OLMAK : Turkish Turkish

aşırı ölçüde içten, teklifsiz olmak

ŞENLİK : Turkish Turkish

şen olma durumu. °şetaret

ŞENLİK : Turkish Turkish

elli günlerde yapılan, coşku veren eğlendirici gösterilerin tümü, bayram