Turkish
HAK : Turkish Risale
(Bak: Hakk)
HAK-BÎN : Turkish Risale
f. Hakkı gören. Hak veren. Hakka imân eden. Hakka inanan
HAK-ENDİŞ : Turkish Risale
f. Hakkı düşünen. Hakkı arayan, doğruluk için endişe eden
HAK-GÛ : Turkish Risale
f. Doğru ve hak söyleyen
HAK-PEREST : Turkish Risale
f. Doğruluktan ayrılmayan, doğruluğu ciddi ve samimi seven. Hakka iman eden ve hak üzere âmil olan.(Fenn-i âdâb ve ilm-i münazaranın üleması mabeynindeki hakperestlik ve insaf düsturu olan şu: "Eğer bir mes'elenin münazarasında kendi sözünün haklı çıktığına taraftar olup ve kendi haklı çıktığına sevinse; ve hasmının haksız ve yanlış olduğuna memnun olsa, insafsızdır." Hem zarar eder. Çünki: Haklı çıktığı vakit o münazarada bilmediği bir şeyi öğrenmiyor; belki gurur ihtimali ile zarar edebilir. Eğer hak hasmının elinde çıksa; zararsız, bilmediği bir mes'eleyi öğrenip, menfaattar olur; nefsin gururundan kurtulur. Demek insaflı hakperest, hakkın hatırı için nefsin hatırını kırıyor. Hasmının elinde hakkı görse, yine rıza ile kabul edip, taraftar çıkar; memnun olur. L.)
HAK-SEVER : Turkish Risale
Adaletle hareket eden, doğru bildiği şeyden ayrılmayan, dürüst
HAKALLED : Turkish Risale
Dar gönüllü, bahil kimse
HAKAN : Turkish Risale
Eski Türklerde hükümdar mânasınadır
HAKAN-I MAĞFUR : Turkish Risale
Ölmüş hükümdar
HAKANÎ : Turkish Risale
Hâkan ile ilgili, hâkana mensub
HAKARET : Turkish Risale
Küçüklük. İtibarsızlık. Hor ve hakir görmek. Küçümseme. Küçük görme. Tâzimsizlik
HAKARET-ÂMİZ : Turkish Risale
f. Hakaretle karışık. Hakaretle beraber
HAKAYIK : Turkish Risale
(Bak: Hakaik)
HAKAYIK-I NİSBİYE : Turkish Risale
(Bak: Hakaik-ı nisbiye)
HAKAYIK-I SEB'A : Turkish Risale
Yedi hakikat. Fatiha suresinin yedi âyeti. İmanın altı şartı ve İslâmiyet ile yedi olan mühim hakikatlar. Kur'an-ı Kerim'in yedi vechile hârika olması gibi hakikatlar
HAKAYIK-ÜL VEKAYİ' : Turkish Risale
Hâdiselerin hakikatları
HAKAİD : Turkish Risale
(Hakd. C.) Kinler, garezler, hasedler
HAKAİK : Turkish Risale
(Hakayık) (Hakikat. C.) Hakikatler
HAKAİK-I NİSBİYE : Turkish Risale
Nisbete, ölçüye göre olan hakikatlar.(Hakaik-ı nisbiye denilen şeyler, kâinatın eczası arasında bulunan rabıtalardır. Ve kâinattaki nizam, ancak hakaik-ı nisbiyeden doğmuştur. Ve hakaik-ı nisbiyeden kâinatın envaına bir vücud-u vahid in'ikas etmiştir. Hakaik-ı nisbiye, büyük bir ölçüde hakaik-i hakikiyeden çoktur. Hattâ bir zatın hakaik-ı hakikiyesi yedi ise, hakaik-ı nisbiyesi yediyüzdür. Binaenaleyh kubuh ve şerde, şer varsa da, kalildir. İ.İ.)
HAKB : Turkish Risale
Devenin semerini karnına bağlamakta kullanılan ip. * Tutulmak
HAKBA' : Turkish Risale
Yaban eşeğinin dişisi
HAKBÎZ : Turkish Risale
f. Toprak kalburu
HAKD : Turkish Risale
Kin tutmak. Adâvetini gizlemek. (Bak: İhnet)
HAKDAN : Turkish Risale
f. Dünya, arz, yer
HAKEK : Turkish Risale
Yumuşak beyaz taş
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani