Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HEYHAT : Turkish Risale

Teneffür ve tehassür ifâde eder; "sakın, savul, yazıklar olsun, uzak ol" mânalarına geldiği gibi, daha ziyade; Eyvah, yazık, ne yazık, ne kadar uzak... gibi mânalar için söylenir

HEYKEL : Turkish Risale

Taş, tunç, kil ve alçı gibi maddelerden yontularak, kalıba dökülerek veya yoğurulup, pişirilerek yapılan insan, hayvan vs. şekli. * Büyük bina, anıt, büyük ve yüksek yapı, âbide. * Mc: Soğuk ve duygusuz kimse. * Güzel ve yakışıklı kişi

HEYKELTRAŞ : Turkish Risale

Heykel yapan kimse

HEYL : Turkish Risale

Dökmek. * Bir şeyi ölçüsüz def'etmek

HEYLELE : Turkish Risale

"Lâ ilâhe illâllah" demek

HEYLEMAN : Turkish Risale

Çok, kesir

HEYLULET : Turkish Risale

(Bak: Haylulet)

HEYM : Turkish Risale

(Heyemân) Şaşkınlık. * Âşık olma, tutkun olma. * Yüzü yere koymak

HEYMERE : Turkish Risale

Koca avret. İhtiyar kadın

HEYN : Turkish Risale

(Heyyin) Kolay. Rahat. * Vakar. Sükunet

HEYNE : Turkish Risale

Tıb: Kolera hastalığı

HEYNEME : Turkish Risale

(C.: Heynem) Gizli ses

HEYR : Turkish Risale

Rüzgâr adı. * Sağlam ve sert taş

HEYRA' : Turkish Risale

Korkak, ahmak kimse

HEYREA : Turkish Risale

Çoban düdüğü. * Meyyitin kabrine toprak dökmek

HEYRUN : Turkish Risale

Bir nevi hurma

HEYS : Turkish Risale

Atâ etmek, vermek, bağışlamak. * Hareket

HEYSAM : Turkish Risale

Arslan. * Kısa boylu kişi

HEYSAR : Turkish Risale

Arslan

HEYSEM : Turkish Risale

Toy kuşunun yavrusu. * Tavşancıl yavrusu. * Akbaba yavrusu. * Kurt eniği

HEYTAL : Turkish Risale

Tilki

HEYTALE : Turkish Risale

(C.: Heyâtıl) Helva kazanı

HEYTELEK : Turkish Risale

"Gel" mânasınadır

HEYUB : Turkish Risale

Azametli, heybetli, gösterişli

HEYULA : Turkish Risale

Zihinde tasarlanan korkunç hayal. * Gösteriş ve iriliği olduğu halde hiçbir te'siri ve değeri olmayan şey. * Eski felsefede: Eşyanın aslı ve gerçek olan kısmı. Madde. (Bak: Esir)