Multilingual Turkish Dictionary Turkish

KAMUS-İ ARABÎ : Turkish Risale

Arapça lügat kitabı, Arapça sözlük

KAMUS-İ OSMANÎ : Turkish Risale

Osmanlıca sözlük

KAMUS-İ TÜRKÎ : Turkish Risale

Türkçe lügat kitabı, Türkçe sözlük. * Şemseddin Sâmi'nin yayınladığı Türkçe lügat

KAMİS : Turkish Risale

Gömlek. * Döl yatağını kaplayan ince deri. * Bâzı nebatlardaki ince zar

Aç gözlü olmayıp hırs göstermemek. Kısmetinden fazlasına göz dikmemek. Helâl ile yetinip haramı istememek. Az şeyi de olsa kısmetine razı olmak.(Semere-i sa'yine ve kısmetine rıza kanaattir, meyl-i sa'yi kuvvetlendirir. Mevcuda iktifa dûnhimmetliktir. M.) (Bak: Himmet)

KANAATBAHŞ : Turkish Risale

f. Kanaat verici, inandırıcı

KANAATKÂR : Turkish Risale

f. Kanaat sâhibi. Kanaat edip az şeyle iktifâ eden

KANAATKÂRANE : Turkish Risale

f. Kanaat sâhibi bir kimseye yakışır tarzda

KANADİL : Turkish Risale

(Kandil. C.) Kandiller

KANAFİZ : Turkish Risale

(Kunfuz. C.) Kirpiler. * Dağ fareleri

KANAH : Turkish Risale

(C.: Kanevât-Kınâ-Kınaâ) Yer altında olan su yolu. * Kendir ağacı

KANAS : Turkish Risale

Av yeri

KANAT : Turkish Risale

(C.: Kanavât) Yeraltına döşenmiş olan künk. Küçük kanal, su borusu. * Sopa, mızrak

KANATA : Turkish Risale

ing. Bol ağızlı su testisi. * Sıvı koymaya mahsus kap. * Bazan ölçü gibi de kullanılır

KANATİR : Turkish Risale

(Kantara. C.) Taştan yapılan kemerli büyük köprüler. Kantarlar

KANAVAT : Turkish Risale

(Kanât. C.) Yeraltına döşenmiş olan künkler. Su yolları. * Mızraklar, sopalar

KANAZI' : Turkish Risale

(Kunzua. C.) Uzamış saç. * Baş traş edilirken yer yer bırakılan saç

KANBER : Turkish Risale

Hz. Ali'nin (R.A.) sâdık, vefakâr ve sevgili kölesinin adı. * Mc: Bir evin gediklisi. * Herşeye burnunu sokan, her düğün ve eğlencede bulunan bir adamdan kinâye olarak kullanılır

KAND : Turkish Risale

Şeker, şeker kamışının donmuş suyu

KANDAL : Turkish Risale

Büyük başlı

Turkish