Turkish
KEZAME : Turkish Risale
(C.: Kezâyim) İki kuyu arasındaki yarıklar ve delikler. (Su birinden birene akar). * Terazi iplerinin kendinde toplandığı halka
KEZAN : Turkish Risale
Küfeki taşı
KEZAZ : Turkish Risale
(Kezazet) Hadden tecavüz etmek, haddini aşmak. * Tıb: Nefes alamıyacak derecede mide dolgunluğu
KEZAZE : Turkish Risale
Kuruluk, münkabız olmak, kabızlık
KEZB : Turkish Risale
Tırnakta görünen beyazca yer
KEZBERE : Turkish Risale
Kanbel otu. * Baldırıkara otu
KEZEB : Turkish Risale
(Kezub. C.) Yalancılar
KEZKAZ : Turkish Risale
Tez tez yürümek, hızlı hızlı gitmek
KEZKEZ : Turkish Risale
Kenger otu zamkı
KEZKEZA : Turkish Risale
Kırbanın dolu olması
KEZKEZE : Turkish Risale
Çok fazla kırmızılık
KEZM : Turkish Risale
Kızgınlığı yenme. Öfke ve hiddeti meydana çıkarmama. * Men'etmek, engel olmak. * Hapsetmek. * Nefesin çıktığı yer
KEZMA : Turkish Risale
Parmakları kısacık olan kadın
KEZMAZİC (KEZMÂZİL) : Turkish Risale
İlgın ağacının koruğu
KEZUB : Turkish Risale
Çok yalancı, aldatıcı. Daima yalan söyleyen
KEZUM : Turkish Risale
Sükut etmek. Susmak
KEZV : Turkish Risale
Çokluk, kesret, fazlalık
KEZZ : Turkish Risale
Boğazına çıkana kadar yemek. * Çok yemekten dolayı ağırlaşmak
KEZZAB : Turkish Risale
Yalancı. Çok yalan söyleyen
KEZZAB-I BÎ-HİCAB : Turkish Risale
Utanmaz ve hayâ etmez yalancı
KEZZE : Turkish Risale
Katı sesli. * Kısa
KEZÎM : Turkish Risale
Öfke ve kızgınlığını yenen
KEÇEL : Turkish Risale
f. Başı kel olan kişi. Başında saç olmayan kimse
KEÇELİ : Turkish Risale
Tar: Yeniçerilerden keçekülâh giyenler
KEÛD : Turkish Risale
Meşakkatli sarp yokuş
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani