Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KEŞT : Turkish Risale

Soymak. * Keşfetmek. * Fazlalığı kesmek. Koparmak. * Açmak. Deriyi yüzmek. * Yüzden perdeyi kaldırmak

KEŞTÎ : Turkish Risale

f. Gemi, sefine

KEŞTÎ-İ GAM : Turkish Risale

Gam gemisi. * Mc: Bu dünya

KEŞTÎBAN : Turkish Risale

f. Gemici, kaptan

KEŞTÎGER : Turkish Risale

f. Gemi yapan veya tamir eden kimse

KEŞTÎGÂH : Turkish Risale

f. Liman. Gemilerin barındığı yer

KEŞTÎNİŞİN : Turkish Risale

f. Gemide oturan. Gemide bulunan kimse

KEŞTİTE : Turkish Risale

Yuvarlak karpuz

KEŞİDE : Turkish Risale

f. Çekilen, çekilmiş. Çekmek. * Tartılmış. Dizilmiş. Tertibedilmiş. Yazılmış

KEŞİDE-KAMET : Turkish Risale

f. Uzun boylu

KEŞİH : Turkish Risale

(C: Küşuh) Perâkende olmak, parça parça dağılmak. * Böğür. * Cânip, taraf

KEŞİŞ : Turkish Risale

Ayı avazı. * Deve avazı

KEŞİŞHÂNE : Turkish Risale

f. Kilise, manastır

KEŞİŞÂN : Turkish Risale

(Keşiş. C.) Papazlar, manastır rahibleri

KEŞİŞÂNE : Turkish Risale

f. Keşişe yakışır yolda. Papaza uygun şekil ve surette

KEŞŞAF : Turkish Risale

Keşfeden. Gizli şeyleri bulup meydana çıkaran. * Meşhur bir tefsir ismi. * İzci

KI'DE : Turkish Risale

Halı. * Bir oturma tarzı

KIBAB : Turkish Risale

(Kubbe. C.) Kubbeler. Tepesi yarım küre şeklinde olan binâ damları

KIBAH : Turkish Risale

(Kabih. C.) Çirkinler, kabihler

KIBAL : Turkish Risale

(Bir yazıyı) karşılaştırma, mukabele etme. * Pabucun ayak üstüne gelen yeri

KIBAL(E) : Turkish Risale

Ebelik bilgisi ve işi

KIBB : Turkish Risale

Kişinin arkasında yumrulanan kemik

KIBBE : Turkish Risale

(C.: Kıbbât) Kırkbayır adı verilen karın

KIBEL : Turkish Risale

Yan, taraf, yön, cihet, cânib

KIBLE : Turkish Risale

Kâbe-i Muazzamanın bulunduğu Mekke-i Mükerreme ciheti. Kıble tarafı, güney. * Cenubdan esen rüzgâr