Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CLEAN THE SLATE : English Turkish

maziyi unutmak, geçmişe sünger çekmek

CLEAN TONGUE : English Turkish

temiz lisan, uygun ve nazik lisan

CLEAN TRASH : English Turkish

çöpleri temizlemek, çöpleri dışarı atmak

CLEAN UP : English Turkish

temizlemek, toparlamak, düzeltmek, pırıl pırıl yapmak, yoluna koymak, bitirmek, kazanmak (çok para), kurtarmak

CLEAN-HANDED : English Turkish

yanlış yapmaktan ari, masum, saf, temiz elli

CLEAN-HANDEDNESS : English Turkish

yanlış yapmaktan arilik, saflık, masumiyet

CLEANABLE : English Turkish

adj. temizlenebilir

CLEANED HIM OUT : English Turkish

sahip olduğu herşeyi çalma; kumarda tamamen çarpma, hiçbirşeysiz bırakma

CLEANED UP : English Turkish

organize olmuş, düzenlenmiş, ayarlanmış

CLEANED UP HIS ACT : English Turkish

kendini geliştirmiş, problemlerini çözmüş

CLEANER : English Turkish

n. temizlikçi; temizleyici, temizlik maddesi; silgi

CLEANERS : English Turkish

n. kuru temizleyici

CLEANHANDED : English Turkish

adj. kötü işlerden uzak, masum, suçlu olmayan, günahsız, suçsuz, kabahatsiz

CLEANING : English Turkish

n. temizlik, ayıklama, temizleme, kuru temizleme

CLEANING MATERIALS : English Turkish

temizlik materyalleri, deterjanlar, temizleme ve dezenfekte için kullanılan maddeler

CLEANING OUT : English Turkish

n. boşaltım

CLEANING ROD : English Turkish

harbi, bir silahın namlusunu temizlemekte kullanılan küçük çubuk

CLEANING SOLUTION : English Turkish

n. temizleme solüsyonu

CLEANING STICK : English Turkish

harbi, temizleme çubuğu, bir silahın namlusunu temizlemekte kullanılan küçük çubuk

CLEANING UP : English Turkish

düzenleme, temizleme, arıtma

CLEANING WOMAN : English Turkish

temizlikçi kadın, gündelikçi, gündelikçi kadın

CLEANLINESS : English Turkish

n. temizlik

CLEANLY : English Turkish

adj. pak, titiz

CLEANLY : English Turkish

adv. temiz

CLEANNESS : English Turkish

n. kirsiz olma durumu; masumiyet, arılık, saflık