English Turkish
DESTRUCTIVENESS : English Turkish
n. yıkıcılık, yok edicilik, zararlı olma durumu, tahrip edicilik
DESTRUCTIVITY : English Turkish
n. yıkıcılık, yok edicilik, zararlılık, tahrip edicilik, yıkım veya hasar oluşturma eğilimi
DESTRUCTOR : English Turkish
n. çöp yakma fırını
DESUETUDE : English Turkish
n. yürürlükten kaldırma, kullanmama, yürürlükten kalkma
DESULPHURISATION : English Turkish
n. (Britanya İngilizcesi) kükürtsüzleştirme, kükürdünü alma, kükürtten arındırma (desulphurization olarak da yazılır)
DESULPHURISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) kükürtsüzleştirmek, kükürdünü almak, kükürtten arındırmak (desulphurize olarak da yazılır)
DESULPHURIZATION : English Turkish
n. (Britanya İngilizcesi) kükürtsüzleştirme, kükürdünü alma, kükürtten arındırma (desulphurisation olarak da yazılır)
DESULPHURIZE : English Turkish
v. kükürdünü gidermek
DESULTORINESS : English Turkish
n. tutarsızlık, maymun iştahlılık
DESULTORY : English Turkish
adj. istikrarsız, tutarsız, düzensiz, rasgele; gelişigüzel; maymun iştahlı (Argo)
DETACH : English Turkish
v. çözmek, ayırmak, sökmek, çıkmak, kopmak; özel görevlendirmek
DETACHABILITY : English Turkish
n. sökülebilirlik, ayrılabilir olma durumu
DETACHABLE : English Turkish
adj. sökülebilir, çıkarılabilir
DETACHABLY : English Turkish
adv. sökülebilir bir şekilde, ayrılabilir bir şekilde, parçalanabilir bir şekilde
DETACHED : English Turkish
adj. bağımsız; tarafsız
DETACHED FROM REALITY : English Turkish
gerçekten kopuk, gerçek dünyadan ayrı, psikoz hastası
DETACHED HOUSE : English Turkish
n. ayrı ev, müstakil ev, tek ev, başka bir eve bitişik olmayan ev
DETACHED OPINION : English Turkish
n. bağımsız fikir, bağımsız değerlendirme, objektif tahmin, tarafsız değerlendirme
DETACHED VIEW : English Turkish
n. bağımsız bakış, bağımsız fikir, bağımsız değerlendirme, objektif tahmin, tarafsız değerlendirme
DETACHED YOUTH : English Turkish
yabancılaştırılmış gençlik, yabancılaşmış gençlik, uzaklaştırılmış gençlik, uzaklaşmış gençlik
DETACHEDLY : English Turkish
adv. ayrı, müstakil olarak, tarafsızca, objektif bir biçimde, aldırmaksızın
DETACHEDNESS : English Turkish
n. ayrı olma, ayrılık, farklılık
DETACHMENT : English Turkish
n. ayırma; kıta; tarafsızlık, önyargısız olma
DETAIL : English Turkish
n. ayrıntı, detay, detaylar; ayrıntısıyla uğraşma; ayrıntılı plân; özel göreve verme
DETAIL : English Turkish
v. ayrıntılı anlatmak, detayına girmek; özel göreve vermek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani