Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DISMOUNTABLE : English Turkish

adv. inilebilir, üzerinden inilebilir (at vb)

DISNATURE : English Turkish

v. doğal özelliklerini kaybetmek, doğal özelliklerini kaybettirmek, bir şeyi doğasından veya düzgün görünüşünden etmek; doğa dışı yapmak, doğallıktan çıkarmak

DISNEY : English Turkish

n. Disney, soyadı; Walt Disney (
1966),Disneyland'in kurucusu, çizgi film alanında öncü Amerikan çizgi film sanatçısı ve film yapımcısı ve yaratıcısı; Walt Disney Şirketi, Walt Disney ve erkek kardeşi tarafından 1923 yılında kurulan dünyanın en büyük medya ve eğlence şirketlerinden biri; Oklahoma eyaletinde bir kasaba (ABD)

DISNEYLAND : English Turkish

n. Disneyland,1955'te Walt Disney tarafından kurulan Anaheim'da (California, ABD)bulunan eğlence parkı

DISNEYLAND : English Turkish

n. renkli etkinlikleriyle ünlü büyük ve canlı herhangi bir yer; hayal ürünü yer veya alan; fantezi yeri, hayal ürünü yer

DISNEYWORLD : English Turkish

n. Disneyworld, Florida eyaletinde bir eğlence parkı (ABD)

DISOBEDIENCE : English Turkish

n. itaatsizlik, başkaldırma, direniş, asilik, serkeşlik

DISOBEDIENT : English Turkish

adj. itaatsiz, söz dinlemez, serkeş, asi

DISOBEDIENTLY : English Turkish

adv. itaatsiz bir şekilde, kafa tutarak, laf dinlemeyerek, başına buyruk bir şekilde, asi bir şekilde

DISOBEY : English Turkish

v. itaat etmemek, uymamak, söz dinlememek

DISOBEYED HIM : English Turkish

ona itaatsizlik etti, ona kafa tuttu, onun lafını dinlemedi, onu görmezden geldi

DISOBEYER : English Turkish

n. itaatsizlik eden, kafa tutan, laf dinlemeyen, başına buyruk davranan, uymayı reddeden

DISOBLIGE : English Turkish

v. hatırını kırmak, gücendirmek, ricasını yerine getirmemek

DISOBLIGING : English Turkish

adj. kırıcı, kaba, hatır kıran

DISOBLIGINGLY : English Turkish

adv. kırıcı bir şekilde, kabaca, ricasını yerine getirmeyerek

DISORDER : English Turkish

n. keşmekeş, kargaşa, karışıklık, düzensizlik, patırtı

DISORDER : English Turkish

v. düzenini bozmak, karıştırmak, bozmak, sağlığını bozmak

DISORDERED : English Turkish

adj. düzensiz, karışık, bozuk, kaçık, çatlak

DISORDERLINESS : English Turkish

n. düzensizlik, karışıklık; uygunsuzluk, serkeşlik, terbiyesizlik

DISORDERLY : English Turkish

adv. karışık, düzensiz, gürültülü, taşkın, açık saçık, ahlaksız, serkeş

DISORDERLY CONDUCT : English Turkish

ahlâka aykırı davranış

DISORDERLY HOUSE : English Turkish

n. genelev, batakhane, kumarhane

DISORDERLY PERSON : English Turkish

kışkırtıcı kişi, karışıklık çıkaran kimse

DISORGANISATION : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) düzensizlik, dağınıklık, tertipsizlik (disorganization olarak da yazılır)

DISORGANISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) düzensizleştirmek, dağınık hale getirmek, tertipsizleştirmek (disorganize olarak da yazılır)