Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
IN AMONG : English Turkish

adv. ortasında

IN AN ACCEPTABLE MANNER : English Turkish

kabul edilebilir bir şekilde, makul bir şekilde, uygun bir şekilde

IN AN ADVANCED STAGE OF PREGNANCY : English Turkish

hamileliğin ileri aşamasında, hamileliğin üçüncü çeyrek döneminde, hamileliğin üçüncü üç aylık döneminde

IN AN ALIENATED WAY : English Turkish

yabancılaştırılmış bir şekilde, uzak tutulmuş bir şekilde, yaklaştırılmayan bir şekilde

IN AN AMATEURISH MANNER : English Turkish

amatörce, amatör bir şekilde, profesyonel olmayan bir şekilde

IN AN APPROPRIATE MANNER : English Turkish

uygun olmayan bir şekilde, uygunsuz bir halde, yakışıksız bir şekilde, o an için uygun olmayan bir yolla

IN AN EMERGENCY : English Turkish

acil bir durumda, stresli bir durum içinde, sorunlu bir zaman dönemde, baskı altında

IN AN HOUR : English Turkish

adv. bir saat içinde

IN AN INSTANT : English Turkish

hemen, derhal, anında

IN AN OLD-FASHIONED WAY : English Turkish

eski moda bir şekilde, geleneksel bir şekilde

IN AN ORDERLY MANNER : English Turkish

düzenli bir şekilde, bir düzen dâhilinde, düzenlenmiş bir şekilde, sıraya konmuş bir şekilde

IN AN OUTBURST : English Turkish

irden bire patlayarak, aniden çıkarak (kelimeler veya duygular)

IN AN UGLY MOOD : English Turkish

çirkin bir durumda, kötü bir halde, kavgalı bir halde, ters bir halde, aksi bir halde

IN AN UNCIVILIZED MANNER : English Turkish

adv. medeniyetsiz bir şekilde, kültürsüz bir şekilde, kaba bir şekilde, eğitimsiz bir şekilde, eğitilmemiş bir şekilde

IN AN UNDIGNIFIED MANNER : English Turkish

haysiyetsiz bir şekilde, onursuzca, şerefsizce

IN ANCIENT TIMES : English Turkish

eski zamanlarda, antik dönemlerde, eski günlerde, geçmiş günlerde, geçmiş dönemlerde

IN AND IN : English Turkish

aynı türün devamı olan

IN AND OUT : English Turkish

adj. bir içeride bir dışarıda olan

IN ANGRY TONES : English Turkish

sinirli bir şekilde, öfkeli bir sesle, kızgınlık taşıyan bir ses tonuyla, sesinde kızgınlık belirtisiyle

IN ANOTHER LIFE : English Turkish

aşka bir hayatta, önceki hayatta, yaşanılan hayattan önceki hayatta

IN ANOTHER'S SHOES : English Turkish

aşkasının yerinde, başkasının durumunda

IN ANSWER : English Turkish

cevap olarak, cevaben, yanıt olarak

IN ANSWER TO : English Turkish

cevap olarak, karşılık olarak

IN ANTICIPATION : English Turkish

peşin olarak, önceden

IN ANTICIPATION OF : English Turkish

-nın olacağı tahminiyle,
nın olacağı öngörüsüyle;
nın gerçekleşeceği umuduyla,
nın beklentisiyle,
sı beklentisiyle