Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
INCUBATIONAL : English Turkish

adj. kuluçkalama ile ilgili, kuluçkaya yatma ile ilgili, kuluçkalama sürecine özgü

INCUBATOR : English Turkish

n. kuluçka makinesi, kuvöz, bakteri üretmeye yarayan alet

INCUBATORY : English Turkish

adj. kuluçkalama sağlayan, kuluçkalama tedarik eden

INCUBUS : English Turkish

n. kâbus, karabasan, kâbus gibi şey, sıkıntı, ağır yük

INCULCATE : English Turkish

v. telkin etmek, kafasına sokmak

INCULCATION : English Turkish

n. telkin

INCULPABILITY : English Turkish

n. suçsuzluk, suçsuz olma durumu, masumluk, masumiyet

INCULPABLE : English Turkish

adj. suçsuz, suçu olmayan, masum

INCULPATE : English Turkish

v. suçlamak, suç yüklemek, suça bulaştırmak

INCULPATION : English Turkish

n. suçlama, itham, suça bulaşma

INCULPATORY : English Turkish

adj. suçlayan, suçlayıcı, suç isnat eden, itham eden, suçlu gösteren

INCUMBENCY : English Turkish

n. görev, vazife, ödev, yükümlülük, zorunluluk

INCUMBENT : English Turkish

n. görevli, memur, mahalle papazı [brit.]

INCUMBENT : English Turkish

adj. yükümlü, zorunlu, düşen, üzerine düşen, görevdeki

INCUMBENT UPON : English Turkish

-dan sorumlu,
sı görevi olan,
sı zorunluluğu olan (bir görevi yerine getirme)

INCUMBENTLY : English Turkish

adv. zorunlu bir şekilde, mecbur bir şekilde, sorumlu bir şekilde, gerekli bir şekilde, görev sorumluluğu olan bir şekilde

INCUMBER : English Turkish

v. yük olmak, ağırlık olmak, ayak bağı olmak, güçlük çıkarmak (encumber olarak da yazılır)

INCUMBRANCE : English Turkish

n. yük, ağırlık, ayak bağı, güçlük; destek için başkasına bağımlı olan (özellikle de bir çocuk); bir mülk üzerinde alacak iddiası veya haciz (Hukuk)

INCUMBRANCER : English Turkish

n. (Hukuk) bir mülk üzerinde ipotek hakkı olan kimse (encumbrancer olarak da yazılır)

INCUNABULA : English Turkish

n. başlangıç

INCUNABULUM : English Turkish

n. herhangi bir şeyin gelişiminin ilk aşaması; matbaanın ilk zamanlarında basılmış kitaplar (özellikle de 1500 yılından önceki kitaplar)

INCUR : English Turkish

v. maruz kalmak, uğramak, yakalanmak, tutulmak, girmek, yaratmak

INCUR DEBTS : English Turkish

orca girmek

INCUR DISPLEASURE : English Turkish

v. hoşnutsuzluk yaratmak

INCUR LIABILITIES : English Turkish

v. borca girmek, borçlanmak