English Turkish
INCREASE REPARATIONS : English Turkish
tazminat miktarlarını arttırma, zararı karşılama ödemelerini arttırma
INCREASED : English Turkish
adj. arttırılmış, büyütülmüş, ilave edilmiş; yükseltilmiş, yoğunlaştırılmış; katmerlenmiş, katlanmış
INCREASED ADRENOCORTICAL ACTIVITY : English Turkish
yükselmiş adrenokortikal faaliyet, adrenal bezleri korteksindeki hormon üretiminde artış
INCREASED BY A FACTOR OF : English Turkish
oranında arttırılmış,
oranında yükseltilmiş,
katına çıkarılmış,
ile çarpılarak arttırılmış,
defa
INCREASED FINE ZONE : English Turkish
yüksek ceza bölgesi, yasayı çiğneyenlere büyük cezalar kesilen bölge (yasak par etme aşırı sürat yapma vs gibi)
INCREASED LOAN : English Turkish
yükseltilmiş kredi, arttırılmış kredi, eklenmiş kredi, ilave kredi, daha önceden alınıp henüz tamamen ödenmemiş bir krediye eklenen kredi
INCREASED POWER : English Turkish
yükseltilmiş güç, arttırılmış güç, daha fazla hale getirilmiş güç
INCREASED THE EFFECTIVENESS OF : English Turkish
-nın etkinliğini arttırdı,
yı daha etkili bir hale getirdi
INCREASER : English Turkish
n. yükselten, büyüten, arttıran, daha büyük hale getiren kimse veya şey, bir şeyi büyüten kimse veya şey
INCREASING : English Turkish
adj. çoğalan
INCREASING : English Turkish
n. artırma
INCREASING EFFICIENCY : English Turkish
etkinliği arttırma, etkililiği arttırma, daha etkili olmasını sağlama, daha etkin kılma
INCREASINGLY : English Turkish
adv. artan bir şekilde, gitgide artarak, giderek
INCREDIBILITY : English Turkish
n. inanılmazlık, akıl almazlık, inanılmaz şey
INCREDIBLE : English Turkish
adj. inanılmaz, akıl almaz, şaşırtıcı, olağanüstü
INCREDIBLE STORY : English Turkish
inanılmaz hikâye, inanılmaz öykü, film hikâyesi
INCREDIBLE STRENGTH : English Turkish
inanılmaz kuvvet, sıra dışı güç
INCREDIBLENESS : English Turkish
n. inanılmazlık, inanılamama durumu, inanılırlığın ötesinde olma durumu
INCREDIBLY : English Turkish
adv. inanılmaz bir şekilde, inanması güç bir şekilde; sıra dışı bir şekilde, aşırı bir şekilde, ekstrem bir şekilde
INCREDIBLY BEAUTIFUL : English Turkish
inanılmaz bir şekilde güzel, inanması güç bir şekilde güzel, sıra dışı güzelliğe sahip, aşırı güzel, göz kamaştırıcı güzellikte, çok güzel
INCREDIBLY STUPID : English Turkish
inanılmaz bir şekilde aptal, inanması güç bir şekilde salak, sıra dışı bir şekilde aptal, aşırı salak
INCREDULITY : English Turkish
n. inanmazlık, şüphecilik, kuşkuculuk
INCREDULOUS : English Turkish
adj. zor inanan, inanmaz, kuşkucu, güvensiz
INCREDULOUSLY : English Turkish
adv. inanmayarak, kuşkulanarak, kuşku duyarak, şüphe ederek
INCREDULOUSNESS : English Turkish
n. inanmama durumu, kuşkulanma durumu, kuşkulu olma durumu, şüphe etme durumu, şüpheli olma durumu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani