Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
INCREMATE : English Turkish

v. yakmak, yakıp kül etmek (ölü vücudunu vs'yi)

INCREMATION : English Turkish

n. yakma, yakıp kül etme (ölü vücudunu vs'yi)

INCREMENT : English Turkish

n. artma, artış, çoğalma, artım, kazanç, kâr

INCREMENTAL : English Turkish

adj. bir artma veya ilave durumu ile ilgili; büyümü ile ilgili, genişleme ile ilgili; kâr ile ilgili, kazanç ile ilgili

INCREMENTAL BACKUP : English Turkish

artımlı yedekleme, değişenlerin yedeklenmesi, sadece son yedeklemeden sonra değişen dosyaların yedeklenmesi

INCREMENTALISM : English Turkish

n. artırımcılık, uzun bir zaman dilimi içinde küçük değişiklikler yaparak yavaş yavaş değiştirme politikası

INCREMENTALLY : English Turkish

adv. adım adım, artarak, arttırarak, yavaş yavaş, aşama aşama, aşamalı bir şekilde

INCRESCENT : English Turkish

adj. büyüyen, gelişen; yükselen, artan; biriken; şişen; genişleyen; daha çok aydınlanan, daha çok ışıklanan (Ay'da olduğu gibi)

INCRESCENT MOON : English Turkish

n. büyüyen Ay, büyüyen ve daha çok aydınlanan Ay

INCRIMINATE : English Turkish

v. suçlamak, suçu yüklemek, suçlu çıkarmak

INCRIMINATE ONESELF : English Turkish

v. kendini suçlu çıkarmak

INCRIMINATED HIM : English Turkish

onu suçladı, ona suç isnat etti; onu bir suçun müsebbibi olarak gösterdi

INCRIMINATING : English Turkish

adj. suçlayıcı

INCRIMINATING EVIDENCE : English Turkish

suçlayan kanıt, suçlayıcı kanıt, bir kimsenin bir suça bulaştığına işaret eden delil

INCRIMINATING FINDINGS : English Turkish

suçlayan bulgular, suçlayıcı bulgular, bir kimsenin bir suça bulaştığına işaret eden bulgular

INCRIMINATING MATERIAL : English Turkish

suçlayan malzemeler, suçlayıcı materyaller, bir kimsenin bir suça bulaştığına işaret eden materyaller

INCRIMINATINGLY : English Turkish

adv. suçlayan bir şekilde, suçlayıcı bir şekilde, suç isnat eden bir şekilde, suçlu gösteren bir şekilde

INCRIMINATION : English Turkish

n. suçlama

INCRIMINATOR : English Turkish

n. suçlayan kimse, bir kimsenin bir suça bulaştığını iddia eden kimse, suç isnat eden, itham eden, suçlu gösteren kimse

INCRIMINATORY : English Turkish

adj. suçlayıcı

INCRUST : English Turkish

v. kaplamak, kabuk bağlamak, kaplanmak

INCRUSTATION : English Turkish

n. kabuk bağlama, kabuklanma, kaplama, kabuk

INCUBATE : English Turkish

v. kuluçkaya yatırmak, civciv çıkarmak, üretmek, kafasında kurmak, tasarlamak, kuluçkaya yatmak

INCUBATION : English Turkish

n. kuluçkaya yatma, civciv çıkarma, kuluçka dönemi

INCUBATION PERIOD : English Turkish

kuluçka süresi, kuluçka dönemi