English Turkish
IND : English Turkish
araştırma aşamasında olan yeni ilaç, insanlar üzerinde klinik denemeler için FDA onayı alan ilaç (Medikal)
INDABA : English Turkish
n. toplantı veya konferans anlamına gelen bir Zulu ifadesi; Güney Afrika Yerlilerinin önemli bir mesele ile ilgili olarak bir araya gelmesi veya bu kimselerle önemli bir konu ile ilgili olarak görüşülmesi, Yerlilerle görüşme
INDAMINE : English Turkish
n. indamin, mavi ve yeşil renkleri oluşturan pek çok temel organik bileşimden herhangi biri (Kimya)
INDEBT : English Turkish
v. zorunluluk yüklemek; borçlandırmak, borç altına sokmak
INDEBTED : English Turkish
adj. borçlu, minnettar, teşekkür borçlu, müteşekkir
INDEBTEDNESS : English Turkish
n. borçluluk, minnettarlık
INDECENCY : English Turkish
n. uygunsuzluk, açık saçıklık, ahlaksızlık, yersizlik, gereksizlik
INDECENT : English Turkish
adj. uygunsuz, açık saçık, edepsiz, gereksiz, yersiz
INDECENT ACT : English Turkish
ahlaksız davranış, ahlaka aykırı hareket, edepsiz davranış, arsız hareket
INDECENT CLOTHING : English Turkish
ahlaksızca giysi, ahlaka aykırı giyecek, açık saçık giyecek, edepsizce giysi
INDECENT EXPOSURE : English Turkish
ahlaksızca teşhir, uluorta çıplaklık, edepsizce teşhir, genel ahlak standartlarına ters düşmesi muhtemel bir şekilde vücudun gösterilmesi
INDECENT HASTE : English Turkish
n. gereksiz telâş
INDECENTLY : English Turkish
adv. ahlaksızca, ahlaka aykırı bir şekilde, açık saçık bir şekilde, edepsizce; hakaret ederek, kırarak, kırıcı olarak; adaletsiz bir şekilde, adil olmayan bir şekilde, haksızca
INDECIDUOUS : English Turkish
adj. (Botanik) belirli zamanlarda dökmeyen (yapraklarını); yapraklarını dökmeyen, her yıl yapraklarını dökmeyen (ağaç veya bitki)
INDECIPHERABLE : English Turkish
adj. deşifre edilemez, çözülemez, okunamaz
INDECISION : English Turkish
n. kararsızlık, tereddüd
INDECISIVE : English Turkish
adj. karara bağlanamayan, kararsız, kuşkulu, şüpheli
INDECISIVELY : English Turkish
adv. kararsızca, kararsız bir şekilde, çekinerek, tereddüt ederek; iradesizce, irade göstermeden, direnmeden
INDECISIVENESS : English Turkish
n. kararsızlık, kararsız olma durumu, çekinme, tereddüt etme; iradesizlik, irade göstermeme durumu, direnmezlik; sonuçsuzluk
INDECLINABLE : English Turkish
adj. çekimsiz
INDECOMPOSABLE : English Turkish
adj. ayrılabilir olmayan, ayrıştırılabilir olmayan; bölünemez, bileşenlere ayrılamaz
INDECOROUS : English Turkish
adj. uygunsuz, ayıp, ters, topluma ters düşen
INDECOROUSLY : English Turkish
adv. kaba bir şekilde, münasebetsizce, kibar olmayan bir şekilde, uygun olmayan bir şekilde, yakışmayan bir şekilde
INDECOROUSNESS : English Turkish
n. kabalık, münasebetsizlik, kibar olmama durumu, uygun olmama durumu, yakışmama durumu
INDECORUM : English Turkish
n. uygunsuz davranış, yakışmayan hareket, ayıp, terbiyesizlik
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani