Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
OPTIC INSTITUTE : English Turkish

insanların görme yeteneklerinin muayene edildiği ve ihtiyaçlarına uygun lens veya gözlük alabildikleri yer

OPTIC NERVE : English Turkish

görme siniri, göz ile beyni bağlayan sinir

OPTIC SCANNER : English Turkish

optik tarayıcı, basılmış bilgiyi tarayan ve bilgisayara geçiren aygıt

OPTIC TRACT : English Turkish

n. göz sinirleri

OPTICAL : English Turkish

adj. optik, görüş, göz, görme

OPTICAL CHARACTER RECOGNITION : English Turkish

optik karakter tanıma, optik tarayıcı ve özel yazılım ile bilgisayarın basılı veya el yazısı karakterlerini tanıyabilmesi

OPTICAL DISC : English Turkish

optik teker, lazer tarafından okunan ve yazılan yüksek sığalı bilgisayar verisi saklama ortamı

OPTICAL DISK : English Turkish

kompakt disk, lazer tarafından okunan ve yazılan müzik veya veri içeren disk

OPTICAL DRIVE : English Turkish

optik sürücü, kompakt diskler okuma (ve bazen yazma) için olan giriş aygıtı

OPTICAL FIBERS : English Turkish

optik fiberler, ışık nakletmek için kullanılan esnek cam elyafı

OPTICAL ILLUSION : English Turkish

göz aldanması, göz yanılsaması

OPTICAL PLOT READING : English Turkish

optikal nokta okuma, (Bilgisayar) bir resim dosyasını veya bilgisayar çizimini her noktasının onun koordinatını temsil ettiği dijital verilerden oluşan bir ASCII dosyasına dönüştüren program, OPR

OPTICAL SIGHT : English Turkish

optik görüş, aynalar ve mercekler içeren vizör

OPTICAL SYSTEM : English Turkish

optik sistem, optik alanı ile ilgili olan öğeler koleksiyonu

OPTICALLY : English Turkish

adv. optik olarak; gözle görülür biçimde, görsel olarak

OPTICIAN : English Turkish

n. gözlükçü

OPTICS : English Turkish

n. optik, gözler

OPTIMAL : English Turkish

adj. en uygun, optimum, ideal

OPTIMAL INVESTMENT : English Turkish

optimal yatırım, bir iş yatırımı getirisinin ekonominin faiz oranına eşit olduğu durum

OPTIMALLY : English Turkish

adv. optimal olarak, ideal bir şekilde, en uygun şekilde; mümkün olan en iyi şekilde

OPTIMISATION : English Turkish

n. eniyileme, maksimum üretim; verimliliği geliştirme; optimizasyon (ayrıca optimization)

OPTIMISE : English Turkish

v. en iyi duruma gelmek, en uygun hale gelmek; optimist gibi davranmak, iyimser bir şekilde davranmak; (Bilgisayar) optimizasyon gerçekleştirmek (ayrıca optimize)

OPTIMISED : English Turkish

adj. optimize edilmiş, mümkün olan en etkin hale getirilmiş; verinin en iyi performansı sağlayan bir şekilde kaydedilmiş olduğu (Bilgisayar); (kısıtlı fonksiyonlar hakkında) maksimum ve minimum değerleri bilmiş olan (Matematik)

OPTIMISM : English Turkish

n. iyimserlik, optimizm

OPTIMIST : English Turkish

n. iyimser, optimist