Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
AT THE HIGHEST LEVEL : English Turkish

en yüksek seviyede, en üstünde, zirvesinde

AT THE LAST GASP : English Turkish

son anda, sonunda, ölümünden hemen önce, ölüm döşeğinde

AT THE LAST MINUTE : English Turkish

son dakikada, son anda

AT THE LAST MOMENT : English Turkish

son anda

AT THE LATEST : English Turkish

en geç

AT THE LEAST : English Turkish

en az, en aşağı,
den az olmamak koşuluyla; her nasılsa, herhangi bir şekilde

AT THE MARKET : English Turkish

orsa kuru üzerinden, (Ekonomi) cari piyasa fiyatı üzerinden yapılan menkul değerler işlemleri (önceden belirlenmiş fiyata karşın)

AT THE MERCY OF : English Turkish

-nin elinde,
nın vicdanına kalmış, birinin merhametine kalmış

AT THE MOMENT : English Turkish

şu anda, şimdi, bu saatte, bu noktada

AT THE MONEY : English Turkish

cari fiyat üzerinden, (Finans, Ekonomi) (konvertibl) menkul kıymetlerin fiyatı artı paraya çevrime masrafının gerçekleşme zamanında alınacak olan miktara çok yakın olduğunu belirten terim

AT THE MOST : English Turkish

en çok, en fazla, sadece-daha az

AT THE OUTSET : English Turkish

aşta, başlangıçta, başlarken, önce, ilk olarak

AT THE OUTSET : English Turkish

aşta, ilkönce, öncelikle

AT THE OUTSIDE : English Turkish

en fazla, olsa olsa, taş çatlasa

AT THE PARTING OF THE WAYS : English Turkish

yol ayrımında, ayrılma noktasında, farklı yönlere gitme durumunda

AT THE PERIL OF : English Turkish

adv. tehlikesinde

AT THE POINT OF : English Turkish

-mek üzere, eşiğinde, köşesinde

AT THE POINT OF DEATH : English Turkish

adv. ölmek üzere iken, ölüm anında

AT THE POINT OF THE BAYONET : English Turkish

süngü zoruyla, zor kullanarak, zorla

AT THE PRESENT TIME : English Turkish

adv. şimdi, zamanımızda, günümüzde

AT THE READY : English Turkish

adj. hazır durumda, atışa hazır

AT THE RIGHT TIME : English Turkish

doğru zamanda, uygun zamanda, uygun anda

AT THE RINGSIDE : English Turkish

adj. ring kenarında, ringe yakın yerde

AT THE RISK OF ONE'S LIFE : English Turkish

hayatı pahasına, hayatını tehlikeye atarak

AT THE SAME TIME : English Turkish

aynı anda, bununla beraber, aynı zamanda, yine de, bununla birlikte