Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
OUTFIELD : English Turkish

n. iç sahanın dışı [beysbol, kriket], düşünce alanının dışı, çiftliğin sınırları dışı

OUTFIELDER : English Turkish

n. dış saha oyuncusu

OUTFIGHT : English Turkish

v. daha iyi dövüşmek

OUTFIGHTER : English Turkish

n. uzak dövüş boksörü

OUTFIT : English Turkish

n. takım, araç gereç, aletler, malzeme, birlik, ekip

OUTFIT : English Turkish

v. donatmak, malzeme sağlamak

OUTFIT OF TOOLS : English Turkish

n. alet takımı

OUTFITTER : English Turkish

n. malzemeci, erkek giyim eşyası satıcısı, teçhizatçı

OUTFLANK : English Turkish

v. düşman kanadını çevirmek (ordu), üstünlük sağlamak

OUTFLANKER : English Turkish

n. ustalıkla üstünlük sağlayan kimse, üstünlük elde edecek şekilde hareket eden kimse, atlatan kimse

OUTFLANKING : English Turkish

adj. üstünlük sağlayan, avantaj elde eden, becerikli bir manevra ile üstün gelen; rakibe beklenmedik saldırı yapmak amacıyla yandan veya her iki yandan yapacak şekilde bir konuma gelen (Askeri)

OUTFLOW : English Turkish

n. dışarı akma, sızma, sızıntı, akan miktar, taşan miktar

OUTFLOWING : English Turkish

adj. dışa akın eden, dışarıya akın halinde giden, dış bölgelere doğru yolculuk eden

OUTFLY : English Turkish

v. uçuşa geçmek

OUTFOX : English Turkish

v. kurnazlıkla alt etmek, daha akıllı olup üstün gelmek, daha akıllıca davranmak; avantaj elde etmek

OUTGENERAL : English Turkish

v. düşmandan daha iyi manevra yapmak

OUTGIVING : English Turkish

adj. girişken, sosyal, sempatik; sempatik bir şekilde karşılık veren

OUTGO : English Turkish

v. geçmek, aşmak, yenmek

OUTGO : English Turkish

n. masraf, harcama

OUTGOES : English Turkish

n. giderler

OUTGOING : English Turkish

n. gidiş

OUTGOING : English Turkish

adj. giden, çıkan, kalkan, dışarı giden, akıp giden, sempatik, açık yürekli, içi dışı bir

OUTGOING KNESSET : English Turkish

meclis yılını tamamlayan Knesset

OUTGOING MAIL : English Turkish

giden posta, gönderilmesi gereken posta öğeleri

OUTGOINGS : English Turkish

n. gider, giderler, masraflar, harcamalar