Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

PRAIRIE DOG : English Turkish

çayırköpeği (sincapgillerden)

PRAIRIE WOLF : English Turkish

kır kurdu

PRAISE : English Turkish

n. övme, övgü

PRAISE : English Turkish

v. övmek, methetmek, şükretmek

PRAISE ONESELF : English Turkish

v. övünmek

PRAISE TO THE SKIES : English Turkish

göklere çıkarmak, öve öve bitirememek

PRAISEWORTHY : English Turkish

adj. övülmeye değer, takdire değer

PRAISING : English Turkish

n. övme

PRALINE : English Turkish

n. pralin, cevizli şekerleme

PRAM : English Turkish

n. çocuk arabası [brit.], norveç balıkçı teknesi

PRANCE : English Turkish

v. hoplamak, zıplamak, havalı yürümek, kasıla kasıla yürümek

PRANDIAL : English Turkish

adj. yemekle ilgili

PRANG : English Turkish

n. hava hücumu, bombardıman, uçaksavar ateşi, büyük trafik kazası, müthiş şey

PRANG : English Turkish

v. bombardımanla tahrip etmek, bombalamak (uçaktan), uçaksavar ile düşürmek, haşat etmek

PRANK : English Turkish

n. muziplik, şeytanlık, yaramazlık, eşek şakası

PRANK : English Turkish

v. süslemek, donatmak, giydirip kuşatmak, hava atmak

PRANK ONESELF OUT : English Turkish

v. giyinip kuşanmak, süslenmek

PRANK ONESELF UP : English Turkish

v. giyinip kuşanmak, süslenmek

PRANK OUT : English Turkish

süslemek, donatmak, giydirip kuşatmak

PRANK UP : English Turkish

süslemek, donatmak, giydirip kuşatmak

PRANKISH : English Turkish

adj. muzip, yaramaz, oyuncu

PRASEODYMIUM : English Turkish

n. praseodim

PRAT : English Turkish

n. kıç, göt

PRATE : English Turkish

n. gevezelik, boş laf

PRATE : English Turkish

v. gevezelik etmek, boş konuşmak, dem vurmak