Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PROCESSIONAL : English Turkish

n. ayinde okunan ilahi

PROCESSIONAL : English Turkish

adj. alay halinde yapılan, topluca yapılan, alaya ait

PROCESSOR : English Turkish

n. işleyici, işlemci [bilg.], tamamlayıcı

PROCLAIM : English Turkish

v. ilan etmek, duyurmak, bildirmek, beyan etmek

PROCLAIM SMB. A TRAITOR : English Turkish

v. vatan haini ilân etmek

PROCLAIM SMB. KING : English Turkish

v. kral ilan etmek

PROCLAIM WAR : English Turkish

savaş ilan etmek

PROCLAIMED : English Turkish

adj. deklare

PROCLAMATION : English Turkish

n. ilan, duyuru, bildiri, beyanname

PROCLAMATION OF INDEPENDENCE : English Turkish

Bağımsızlık ilanı, 1948 yılının Mayıs ayında bağımsız bir devlet olarak İsrail Devleti'nin ilanı

PROCLAMATION OF MARTIAL LAW : English Turkish

n. sıkıyönetim ilânı

PROCLITIC : English Turkish

n. sonraki kelime ile söylenen sözcük

PROCLIVITY : English Turkish

n. eğilim, yatkınlık, meyil

PROCONSUL : English Turkish

n. genel vali, vali

PROCONSULATE : English Turkish

n. genel valilik, valilik

PROCRASTINATE : English Turkish

v. ertelemek, geciktirmek, ağırdan almak, oyalanmak

PROCRASTINATION : English Turkish

n. erteleme, geciktirme, oyalanma, ağırdan alma

PROCREANT : English Turkish

adj. doğuran, doğurgan, verimli

PROCREATE : English Turkish

v. doğurmak, yaratmak, üretmek

PROCREATION : English Turkish

n. doğurma, üretme, meydana getirme

PROCREATIVE : English Turkish

adj. doğurgan, üretken, yaratıcı, verimli

PROCREATOR : English Turkish

n. yaratıcı, doğuran, üreten

PROCRUSTEAN : English Turkish

adj. zorla yola getiren, zorba

PROCRUSTEAN BED : English Turkish

zorba yatağı, insanların uymak zorunda oldukları bir şey (kurbanlarını zemine uydurmak için gerdirerek yada bacaklarını keserek değiştiren soyguncu hakkındaki Yunan efsanesinden)

PROCRUSTES : English Turkish

n. kurbanlarını zemine uydurmak için gerdirerek yada bacaklarını keserek değiştiren soyguncu (Klasik Mitoloji)