Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

PROFESS : English Turkish

v. itiraf etmek, açıkça söylemek, iddia etmek, yapmak, icra etmek (meslek), öğretmek, profesörlük yapmak

PROFESSED : English Turkish

adj. açıkça söylenmiş, açık olan, itiraf edilmiş, iddia edilen, sözde

PROFESSEDLY : English Turkish

adv. açıkça, güya, açıktan açığa, itiraf ettiği gibi, iddiaya göre, sözde

PROFESSION : English Turkish

n. iş, uzmanlık alanı, meslek, sanat, uğraş, uğraşı, açıklama, beyan, inancın açıklanması, kelime i şahadet, yemin

PROFESSION OF A DOCTOR : English Turkish

n. doktorluk

PROFESSIONAL : English Turkish

n. profesyonel, para için yapan kimse, uzman, mütehassıs, fikir işçisi, meslekten yetişme kimse

PROFESSIONAL : English Turkish

adj. meslek, mesleki, uzman, profesyonel, para için yapan, meslekten yetişme, azimli, kararlı

PROFESSIONAL ETHICS : English Turkish

iş ahlâkı

PROFESSIONAL GRAPHICS ADAPTER : English Turkish

profesyonel grafik adaptörü, (Bilgisayarlarda) yüksek çözünürlüklü grafik kartı (400 x 640 piksel), PGA

PROFESSIONALISM : English Turkish

n. profesyonellik, profesyonelleri çalıştırma

PROFESSOR : English Turkish

n. profesör, itirafçı

PROFESSOR UNRAT : English Turkish

n. Profesör Unrat, Heinrich Mann tarafından yazılmış meşhur bir roman

PROFESSORIAL : English Turkish

adj. profesörlük

PROFESSORIAL CHAIR : English Turkish

n. kürsü

PROFESSORIATE : English Turkish

n. profesörlük

PROFESSORSHIP : English Turkish

n. kürsü, profesörlük

PROFFER : English Turkish

n. öneri, teklif

PROFFER : English Turkish

v. önermek, teklif etmek, sunmak

PROFICIENCY : English Turkish

n. ustalık, yeterlik, ehliyet, yeterlik belgesi

PROFICIENT : English Turkish

n. usta, uzman

PROFICIENT : English Turkish

adj. usta, uzman, ehliyetli, yeterli

PROFILE : English Turkish

n. profil, yüzün yandan görünüşü, kesit, özgeçmiş, biyografi, profil çizmek

PROFILE : English Turkish

v. profilini çizmek, kesitini çıkarmak

PROFIT : English Turkish

n. kâr, kazanç, getiri, çıkar, menfaat, fayda

PROFIT : English Turkish

v. yaramak, yararı olmak, yararlanmak, kâr getirmek, kâr etmek