Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PROCTER : English Turkish

n. Adelaide Anne Procter (
1864), Amerikalı kadın şair

PROCTER AND GAMBLE : English Turkish

Amerikan gıda ve ilaç şirketi

PROCTOR : English Turkish

v. disiplini sağlamak

PROCTOR : English Turkish

n. disiplin görevlisi [üniv.], dava vekili

PROCTOR & GAMBLE : English Turkish

üyük bir Amerikan gıda ve ilaç firması

PROCTOR'S DOG : English Turkish

n. bekçi [arg.]

PROCTOR'S MAN : English Turkish

n. bekçi [arg.]

PROCTOSCOPE : English Turkish

n. proktoskop

PROCURABLE : English Turkish

adj. bulunur, sağlanabilir

PROCURATION : English Turkish

n. vekâlet, vekâletname, aracılık, sağlama, tedarik

PROCURE : English Turkish

v. sağlamak, temin etmek, bulmak, elde etmek, neden olmak, üretmek, pezevenklik etmek

PROCUREMENT : English Turkish

n. temin, bulma, tedarik, üretim

PROCURER : English Turkish

n. sağlayan kimse, bulan kimse, pezevenk, kadın satıcısı, muhabbet tellalı

PROCURESS : English Turkish

n. mama, kadın satıcısı kadın

PROCURING : English Turkish

n. sağlama, temin etme, bulma, pezevenklik, muhabbet tellallığı

PROD : English Turkish

n. üvendire, çivili sopa, dürtme, kışkırtma, biz

PROD : English Turkish

v. dürtmek, kışkırtmak, özendirmek, teşvik etmek

PROD CONTINUALLY : English Turkish

v. dürtüklemek

PRODIGAL : English Turkish

n. savurgan kimse, müsrif

PRODIGAL : English Turkish

adj. savurgan, müsrif, tutumsuz, bol, çok

PRODIGALITY : English Turkish

n. savurganlık, israf, bolluk

PRODIGALIZE : English Turkish

v. israf etmek, saçıp savurmak, hesapsızca harcamak

PRODIGIOUS : English Turkish

adj. müthiş, şaşılacak, olağanüstü, harika, kocaman

PRODIGY : English Turkish

n. olağanüstü şey, mucize, harika, dahi

PRODIGY INFANT : English Turkish

n. harika çocuk, dahi çocuk