Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PROMISOR : English Turkish

n. söz veren kimse, vâât eden kimse

PROMISSORY : English Turkish

adj. taahhüt içeren, vâât içeren, emre yazılı

PROMISSORY NOTE : English Turkish

emre yazılı senet, ödeme senedi

PROMO : English Turkish

adj. reklâm, reklâmla ilgili

PROMO : English Turkish

n. reklâm

PROMONTORY : English Turkish

n. çıkıntı, burun, dağlık burun

PROMOTE : English Turkish

v. yükseltmek, terfi ettirmek, sınıf geçirmek, desteklemek [pol.], kurmak, önayak olmak, düzenlemek, organize etmek

PROMOTER : English Turkish

n. kurucu, girişimci, önayak olan kimse, düzenleyici, organizatör, destekçi, teşvik eden kimse, menejer, elebaşı

PROMOTION : English Turkish

n. reklâm, tanıtım, yükseltme, yükselme, terfi, artırma, kurma, sınıf geçme, piyonun vezir olması, mevki, rütbe, tanıtma

PROMOTION PROSPECTS : English Turkish

n. yükselme şansı, terfi imkânı

PROMOTIONAL : English Turkish

adj. reklâm, terfi, yükselme, kurma ile ilgili, kuruluş

PROMPT : English Turkish

adv. tam, dakik olarak

PROMPT : English Turkish

n. vade, sufle [tiy.]

PROMPT : English Turkish

v. harekete geçirmek, teşvik etmek, yönlendirmek, sufle etmek, suflörlük yapmak

PROMPT : English Turkish

adj. hemen, çabuk, tez, hazır, dakik, nakit, tık para, hemen teslim edilen

PROMPT BOX : English Turkish

suflör yeri

PROMPT NOTE : English Turkish

n. uyarı notu

PROMPTER : English Turkish

n. suflör, önayak olan kimse, teşvikçi, tahrikçi

PROMPTING : English Turkish

n. telkin, ilham

PROMPTITUDE : English Turkish

n. çabukluk, sürat, hızlı olma, dakiklik

PROMPTLY : English Turkish

adv. tez, acilen

PROMPTNESS : English Turkish

n. çabukluk, sürat, hızlı olma, dakiklik

PROMULGATE : English Turkish

v. resmen ilan etmek, yayınlamak, yaymak

PROMULGATION : English Turkish

n. ilan etme, ilan, resmi açıklama yapma, yayınlama, yayma

PRONE : English Turkish

adj. yüzükoyun, başaşağı, yokuş aşağı, eğimli, meyilli, yatkın