Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PRONENESS : English Turkish

n. eğilim, meyil, eğimli olma, eğilme, yüzükoyun yatma

PRONG : English Turkish

n. çatal, yaba, çatal dişi, sivri uç, boynuz çatalı

PRONG : English Turkish

v. çatal saplamak (toprak), çatal batırmak (toprak)

PRONGED : English Turkish

adj. çatallı

PRONOMINAL : English Turkish

adj. zamire ait, adıl görevi yapan

PRONOUN : English Turkish

n. zamir, adıl

PRONOUNCE : English Turkish

v. telâffuz etmek, söylemek, ilan etmek, duyurmak, bildirmek, ileri sürmek, fikrini söylemek

PRONOUNCED : English Turkish

adj. belirgin, bariz, kesin

PRONOUNCEMENT : English Turkish

n. resmi bildiri, beyan, kararın bildirilmesi

PRONTO : English Turkish

adv. hemen, derhal, çabuk

PRONUNCIATION : English Turkish

n. telâffuz, söyleniş

PROOF : English Turkish

n. kanıt, delil, ispat, sağlama, kanıtlama, ispat etme, senet, deneme, prova, alkol derecesi

PROOF : English Turkish

v. dayanıklı hale getirmek, geçirmez biçimde yapmak

PROOF : English Turkish

adj. geçirmez, dayanıklı, emin

PROOF OF PAYMENT : English Turkish

n. ödeme belgem

PROOFING : English Turkish

n. geçirmez hale getirme

PROOFREAD : English Turkish

v. prova tashih etmek [dakt.]

PROOFREADER : English Turkish

n. düzeltmen, düzeltici, düzeltici [dakt.], musahhih [dakt.]

PROOFREADING : English Turkish

n. düzeltme

PROP : English Turkish

n. destek, dayanak, payanda, sahne malzemesi, sahne elbisesi, pervane (uçak), atın birdenbire durması, dayak

PROP : English Turkish

v. desteklemek, destek koymak, dayamak, yaslamak

PROP UP : English Turkish

destek koymak, dayamak, yaslamak

PROP UP TEMPORARILY : English Turkish

v. askıya almak

PROPAGANDA : English Turkish

n. propaganda

PROPAGANDHI : English Turkish

n. Kanadalı punk-rock grubu