English Turkish
SALOON CARRIAGE : English Turkish
n. yemek vagonu
SALOON KEEPER : English Turkish
salon sahibi, meyhane sahibi, bir tavernanın sahibi veya işletmecisi
SALOONKEEPER : English Turkish
n. barmen, bar garsonu, barcı
SALOPETTES : English Turkish
n. yüksek beli ve omuz askıları olan pamuk doldurularak dikilmiş kayak pantolonları
SALPINGECTOMY : English Turkish
n. fallop tüplerinin ameliyatla alınması (Tıp)
SALPINGIAN : English Turkish
adj. dölyatağı boruları ile alakalı, fallop tüpleri ile alakalı (Anatomi)
SALPINGITIS : English Turkish
n. fallop tüpleri iltahabı (Tıp)
SALPINGO : English Turkish
pref. fallop tüplerine ilişkin, yumurtalık kanallarına ilişkin (Tıp)
SALPINGOSTOMY : English Turkish
n. fallop tüplerinde suni bir açıklık oluşturma (Tıp)
SALPINX : English Turkish
n. fallop tüpleri, yumurtalık kanalları, olgunlaşmış yumurtacıkları yumurtalıktan rahme taşıyan tüpler (Anatomi)
SALSA : English Turkish
n. Porto Riko ritmik dans stili; rock ve caz elemanları ile Küba ritimlerine dayanan Latin Amerika müzik tarzı; domates soğan ve acı biberden yapılan Meksika acı sosu
SALSIFY : English Turkish
n. tekesakalı çiçeği
SALT : English Turkish
n. tuz, tuzluk, lezzet, tad, nükte, espri
SALT : English Turkish
v. tuzlamak, salamura yapmak, tuzlayarak saklamak, biriktirmek
SALT : English Turkish
adj. tuzlu, tuz
SALT AND PEPPER : English Turkish
n. (Argo) tuz ve karabiber, mariuyana, bir tür esrar
SALT AND PEPPER : English Turkish
adj. tuz ve karabiber, koyu ve açık renkli karıştırılmış küçük tanecikler; (saçla ilgili) gri ve beyaz
SALT AND PEPPER SHAKERS : English Turkish
tuz ve karabiber karıştırıcı, tuz ve karabiber için karıştırıcılar seti (genellikle seramik veya plastikten yapılan)
SALT AWAY : English Turkish
tuzlayarak saklamak
SALT AWAY MONEY : English Turkish
parayı tuzlayarak saklamak, para biriktirmek, paranın turşusunu kurmak, paranın konservesini yapmak, parayı saklamak
SALT CAKE : English Turkish
tuz kalıbı, sodyum sülfatın rafine edilmemiş şekli (cam, sabun, kağıt hamuru ve seramik sır endüstrisinde kullanılan)
SALT CAT : English Turkish
n. tuz kedisi, tuzlu kedi, güvercinleri cezbeden limon iri taneli öğütülmüş tahıl ve tuz karışımı
SALT CELLAR : English Turkish
tuzluk
SALT DOWN : English Turkish
tuzlayarak saklamak
SALT FREE : English Turkish
adj. tuzsuz
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani