Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SEGUE : English Turkish

n. bir faaliyet şarkı veya fikir ile diğeri arasında kesintisiz geçiş

SEGUE : English Turkish

v. bir faaliyet şarkı veya fikir ile diğeri arasında kesintisiz geçiş yapmak

SEGWAYT : English Turkish

n. Dean Kamen tarafından icat edilen bir aks üzerindeki iki tekerlekli scooter

SEICHE : English Turkish

n. su kitlesinin yüzeyinin titreşimi (rüzgarın değişiminden, atmosfer basıncından, veya sismik aktivitelerden kaynaklanan)

SEIDEL : English Turkish

n. bira için kullanılan büyük bardak, bir litre alabilen büyük bira bardağı

SEIDLITZ : English Turkish

n. bir soyadı

SEIGNEUR : English Turkish

n. efendi, derebeyi, bey, senyör

SEIGNIOR : English Turkish

n. senyör, bey, efendi, derebeyi

SEIGNIORAGE : English Turkish

n. sikke vergisi, tuğra hakkı

SEIGNIORIAL : English Turkish

adj. derebeyi ile ilgili

SEIGNIORY : English Turkish

n. derebeylik, beylik, derebeyi malikanesi

SEIGNORAGE : English Turkish

n. yönetici tarafından konulan vergi veya zorla toplanan para; para bastırılmak için bir darphaneye getirilen külçe altın üzerine koyulan vergi (Orta Çağ esnasında)

SEIGNORIAL : English Turkish

adj. bir efendi ile alakalı, bir lordla alakalı; bir feodal lordla alakalı

SEIKAGAKU CORPORATION : English Turkish

n. Seikagaku şirketi, 1947'de kurulan Tokyo merkezli Japon şirketi, ilaç ve tıbbi cihazlar üreticisi

SEIKO EPSON CORPORATION : English Turkish

n. Seiko Epson şirketi, ekipmanlarla ilgili bilgi üreten satan ve pazarlayan global Japon şirketi (bilgisayarlar ve aksesuarları, yazıcılar, tarayıcılar ve projektörler, elektronik ve kuvars cihazlar, saatler, plastik düzeltici lensler ve fabrikalar için otomasyon ekipmanları)

SEINE : English Turkish

n. Sen nehri

SEINE : English Turkish

n. büyük ağ, iğrip ağı

SEINE NET : English Turkish

n. büyük ağ, iğrip ağı

SEINE RIVER : English Turkish

n. Sen nehri, Seine, Paris (Fransa) boyunca akan ve kuzeye doğru devam ederek İngiliz Kanalı'na dökülen nehir

SEINER : English Turkish

n. büyük ağ kullanan balıkçı; büyük bir ağla balık avlamak için kullanılan tekne

SEINFELD : English Turkish

n. ünlü Amerikalı komedyen; komedyen Jerry Seinfeld'den sonra isimlendirilen komik televizyon proğramı

SEISE : English Turkish

v. el koymak, haczetmek

SEISED : English Turkish

adj. kuşatılmış, haczedilmiş, zorla kapatılmış, güç kullanarak alınmış (ayrıca seized)

SEISIN : English Turkish

n. kendine mâletme, temellük, el koyma, mülk edinme

SEISM : English Turkish

pref. depremle ilgili, sismik