English Turkish
SHOUT AT THE TOP OF ONE'S VOICE : English Turkish
v. avazı çıktığı kadar bağırmak
SHOUT DOWN : English Turkish
sonunu yüksek sesle konuşarak bir konuşmayı bitirmek
SHOUT OF LAUGHTER : English Turkish
n. gürültülü kahkaha
SHOUT ONESELF HOARSE : English Turkish
v. sesi kısılıncaya kadar bağırmak, bağırmaktan sesi kısılmak
SHOUT OUT : English Turkish
v. bağırmak, haykırmak, bağırarak söylemek, avazı çıktığı kadar bağırmak
SHOUT SMB. DOWN : English Turkish
v. bağırarak susturmak, sesini bastırmak, yuhalamak
SHOUT TO : English Turkish
çağırmak, seslenmek
SHOUTED AT HIM : English Turkish
ona sesini yükseltmiş, ona bağırmış
SHOUTED AT THE TOP OF HIS VOICE : English Turkish
son sesi ile bağırmış, ciğerlerindeki tüm havayla çığlık atmış, yapabildiği kadar yüksek sesle çığlık atmış
SHOUTER : English Turkish
n. bağıran kimse, çığlık atan kimse, sesini yükselten kimse
SHOUTING : English Turkish
n. yaygara, çığlık, haykırış, haykırma, seslenme
SHOUTS OF APPLAUSE : English Turkish
n. alkışlar, şiddetli alkışlar, alkış tufanı
SHOUTS OF LAUGHTER : English Turkish
n. kahkahalar, gürültülü kahkahalar
SHOVE : English Turkish
n. itme, itiş, dürtme
SHOVE : English Turkish
v. itmek, dürtmek, itip kakmak, tıkmak, tıkıştırmak, sokuşturmak, itilip kakılmak, itişip kakışmak, kıpırdamak
SHOVE OFF : English Turkish
avara etmek, denize açılmak, itilerek açılmak, defolup gitmek
SHOVED IT DOWN HIS THROAT : English Turkish
oğazından aşağı dürtmüş/itmiş, onu iknaya zorlamış, onu teklifi kabul etmesi için zorlamış
SHOVEL : English Turkish
n. kürek, faraş, kepçe, şovel
SHOVEL : English Turkish
v. kürekle atmak, kürekle boşaltmak, kürümek
SHOVEL UP MONEY : English Turkish
çok para harcamak, avuçla para harcamak
SHOVELER : English Turkish
n. kürekçi, kürekle atan kimse, kürekle kazan veya birşeyleri kürekle atan kimse; uzun geniş gagası olan ve kuzey yarıkürede yaşayan tatlısu ördeği, genişgagalı ördek
SHOVELFUL : English Turkish
n. kürek dolusu
SHOVELHEAD : English Turkish
n. bonnethead, sığ okyanus sularında yaşayan çekiçkafalı köpekbalığı türleri
SHOVELLER : English Turkish
n. kürekçi, kürekle atan kimse, kürekle kazan veya birşeyleri kürekle atan kimse; uzun geniş gagası olan ve kuzey yarıkürede yaşayan tatlısu ördeği, genişgagalı ördek
SHOVER : English Turkish
n. itekleyen kimse, iten kimse, dürten kimse, itip kakan kimse
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani