Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SHOVING : English Turkish

n. itme eylemi, itip kakma eylemi, arkadan itme eylemi

SHOVING ASIDE : English Turkish

uzağa itmek, kenara itmek

SHOW : English Turkish

n. gösteri, şov, sergi, gösteriş; numara; sonuç; şans, fırsat; revü; iş; girişim, yapma; teşhir, sükse, başarı

SHOW : English Turkish

v. dışa vurmak, göstermek, sergilemek, meydana çıkarmak, belirtmek, belli etmek, görünmek, ibraz etmek, belli olmak, gösterimde olmak, kendini göstermek, gösterilmek; renk vermek; sahnelemek; kanıtlamak, açıklamak delâlet etmek, öğretmek

SHOW A CLEAN PAIR OF HEELS : English Turkish

tüymek, kaçmak, hızlıca kaçmak

SHOW A LEG : English Turkish

yataktan kalkmak

SHOW ABILITY : English Turkish

v. kendini göstermek, yapabileceğini göstermek

SHOW APARTMENT : English Turkish

örnek daire, projenin ilerde nasıl görüneceğini göstermek için kullanılan model daire

SHOW AROUND : English Turkish

v. gezdirmek

SHOW BIZ : English Turkish

eğlence sektörü, şov dünyası, sinemacılık, tiyatroculuk

SHOW BUSINESS : English Turkish

eğlence sektörü, sinemacılık, tiyatroculuk

SHOW CARD : English Turkish

ilan, reklam afişi, afiş

SHOW CAUSE : English Turkish

haklı neden ileri sürmek

SHOW CONSIDERATION : English Turkish

v. saygı göstermek

SHOW FAVOR : English Turkish

kayırmak, torpil yapmak

SHOW FIGHT : English Turkish

show an aggressive tendency, show combative tendencies

SHOW FLAT : English Turkish

örnek daire, projenin ilerde nasıl görüneceğini göstermek için kullanılan model daire

SHOW FORTH : English Turkish

açıklamak, anlatmak, açıklama yapmak

SHOW GIRL : English Turkish

evü kızı, dansçı kız

SHOW GLASS : English Turkish

n. vitrin, camekân

SHOW GREAT RESPECT : English Turkish

v. el üstünde tutmak

SHOW HIM AROUND : English Turkish

çevreyi göstermek, birilerine çevreyi göstermek

SHOW HIM HIS PLACE : English Turkish

yerini göstermek, rütbesinin farkına varmasını sağlamak, yerini bildirmek, pozisyonunu bildirmek

SHOW HIM THE DOOR : English Turkish

kapıyı göstermek, evin kapısına kadar eşlik etmek, uzaklaştırmak, göndermek

SHOW HIS FACE : English Turkish

yüzünü göstermek, ortaya çıkmak