Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SIDE DISH : English Turkish

garnitür, meze

SIDE DOOR : English Turkish

yan kapı, bir binanın kenarına yerleştirilmiş giriş

SIDE EFFECT : English Turkish

yan etki

SIDE ELEVATION : English Turkish

yan kesit

SIDE ENTRANCE : English Turkish

n. kenar giriş, bir binanın kenarına yerleştirilmiş giriş

SIDE FACE : English Turkish

n. profil, yüzün yandan görünüşü

SIDE GLANCE : English Turkish

n. yan bakış, yan yan bakma

SIDE HORSE : English Turkish

n. kulplu beygir (Jimnastikte), sadece erkek jimnastikçiler tarafından jimnastikte kullanılan iki eğimli kavranabilir eğerbaşı ile teçhiz edilmiş deri ve pamuk doldurulmuş sıçrama atı

SIDE IN : English Turkish

işbirliği yapmak, bir yanı almak

SIDE ISSUE : English Turkish

önemsiz konu

SIDE MIRROR : English Turkish

n. yan aynası [aut.]

SIDE NOTE : English Turkish

n. kenar notu, marjinal not, kenarlara yazılmış yorum, bir sayfanın kenarına yazılmış yorumlar

SIDE ORDER : English Turkish

n. meze, garnitür

SIDE PARTING : English Turkish

kenarda saçı ayıran

SIDE PLATE : English Turkish

kenar üzerinde duvar, kenar bölme, yan bölme

SIDE PROJECTION : English Turkish

kenar gösterimi, kenardan izleme, yanından hızlıca bakış, kenarından hızlı bakış

SIDE ROAD : English Turkish

n. yan yol, tâli yol, sapa yol

SIDE SHOW : English Turkish

kenar gösterisi, küçük gösteri, ikincil gösteri; ikincil önemdeki şey

SIDE SLIP : English Turkish

n. yana kayma, savrulma

SIDE STEP : English Turkish

kendi kendine yürümek;
den korumak; yandaki basamak, kenardaki merdiven

SIDE STREET : English Turkish

yan sokak

SIDE STROKE : English Turkish

vücudun yanını kullanan yüzme şekli türü

SIDE VIEW : English Turkish

yandan görünüş, profil

SIDE WALK : English Turkish

n. yaya kaldırımı

SIDE WHISKERS : English Turkish

favori