English Turkish
SIDELONG : English Turkish
adj. yanlamasına, yan, yan taraftan
SIDELONG : English Turkish
adv. yanlamasına, yan, yan taraftan
SIDELONG GLANCE : English Turkish
yanlamasına bakış, şaşılık, yan bakış, yandan bakma, yandan görme
SIDEMAN : English Turkish
n. bir grup veya orkestranın üyesi; akompanist, bir solo gösteriyi desteklemek için müzik çalan müzisyen
SIDEPIECE : English Turkish
n. kenar, taraf, yan, bir nesnenin kenarlarını oluşturan bölüm
SIDEREAL : English Turkish
adj. yıldız, yıldızlara göre
SIDEREAL DAY : English Turkish
n. yıldız günü
SIDEREAL LIGHT : English Turkish
yıldızların ışığı
SIDERITE : English Turkish
n. siderit, demirli taş
SIDEROCYTE : English Turkish
n. hemoglobin olmayan demir içeren kırmızı kan hücresi (Anatomi)
SIDEROGRAPHY : English Turkish
n. bir çelik plakaya gravür işleme sanatı; çeliğe gravüz işleme tekniği; bazı gravürleri kopyalama işi
SIDEROPHILE : English Turkish
adj. demire benzerliği olan
SIDEROSIS : English Turkish
n. demir ve/veya diğer metallerin partiküllerinin iltahabının sebep olduğu akciğer hastalığı (Pataloji)
SIDEROTIC : English Turkish
adj. (Pataloji) siderosis'ten (demir ve/veya diğer metallerin partiküllerinin iltahabının sebep olduğu akciğer hastalığı) muzdarip olan
SIDESADDLE : English Turkish
n. kadın eyeri, atayan binmeye yarayan eyer
SIDESHOW : English Turkish
n. küçük sözteri, ikincil gösteri; ikincil önemde olan şey
SIDESLIP : English Turkish
n. yana savrulma, yana kaçma, yana kayma; bir uçak tarafından yapılan yanlamasına ve aşağıya doğru hareket
SIDESLIP : English Turkish
v. yana savrulmak, yana kaymak, yana kaçmak; yanla ve aşağıya doğru hareket etmek (bir uçakla alakalı)
SIDESMAN : English Turkish
n. kilise yöneticisi yardımcısı
SIDESPLITTING : English Turkish
adj. gülmekten öldüren, kahkahaya boğan, çok komik
SIDESPLITTINGLY : English Turkish
adv. aşırı derecede eğlenceli komik ve gülünç bir tarzda, gülmekten öldüren
SIDESTEP : English Turkish
n. yan adım, yana kaçma, yan çizme, kaçınma
SIDESTEP : English Turkish
v. yana kaçmak, kaçınmak, yan çizmek, sürüncemede bırakmak, uzatmak
SIDESTEP A DECISION : English Turkish
v. bir karar vermeyi savuşturmak veya bir karardan kaçınmak
SIDESTEPPER : English Turkish
n. geçiştiren kimse, kaçınan kimse, savuşturan kimse, kaytarıcı; yana adım atan kimse
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani