Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SPOROPHORE : English Turkish

n. sporofor, sporlar geliştiren bitki (Botanik)

SPOROPHYTE : English Turkish

n. sporofit, sporlu bitki, bir bitkinin yaşam döngüsündeki eşeysiz aşama (Botanik)

SPOROTRICHOSIS : English Turkish

n. sporotrikoz, insanları ve evcil hayvanları etkileyen bulaşıcı bir mantar hastalığı

SPOROZOA : English Turkish

n. sporlular

SPOROZOAN : English Turkish

n. sporozoan, yaşam döngüsünün eşeysiz aşaması boyunca sporlar üreten asalak mikroorganizma (Zooloji)

SPOROZOITE : English Turkish

n. sporozoit, sporozoan organizmaların yaşam döngülerinde bir aşama (Zooloji)

SPORRAN : English Turkish

n. İskoç eteğinin önüne asılan kürk torba

SPORT : English Turkish

n. spor, eğlence, oyun, şaka, centilmen, örnek insan, oyuncak, sporsever, zevk düşkünü kimse, soyundan farklı özellikler gösteren canlı

SPORT : English Turkish

v. spor yapmak, şaka söylemek, eğlenmek, takılmak, övünmek, gösteriş yapmak

SPORT CLUB : English Turkish

spor kulübü, içinde spor faaliyetleri gerçekleştirilen kuruluş

SPORT FACILITY : English Turkish

spor tesisi, spor ekipmanları olan tesis

SPORT ONE'S OAK : English Turkish

evde değilmiş görünümü vermek için dış kapıyı kilitlemek (Britanya öğrenci hayatından)

SPORT-ELEGANT : English Turkish

kısmen spor kısmen resmî tarz giysi türleri, hem spor hem de zarif tarzda olan moda

SPORTINESS : English Turkish

n. sportiflik, sportif olma durumu, canlı olma durumu; spor bir arabaya benzeme durumu; sporda kullanılmak üzere tasarlanmış olma durumu; gösterişlilik, parıltılılık, parıltılı olma durumu, parlaklık, parlak olma durumu

SPORTING : English Turkish

n. spor

SPORTING : English Turkish

adj. av, avcılık, sportmence, dürüst, sportif, spor

SPORTING CHANCE : English Turkish

umut ışığı, yeterli kazanma şansı, makul kazanma şansı

SPORTING CLUB : English Turkish

spor kulübü, insanların çeşitli spor faaliyetleri gerçekleştirmek üzere gittikleri yer

SPORTING EDITOR : English Turkish

n. spor yazarı

SPORTING GOODS : English Turkish

spor eşyası, spor ekipmanı, spor aksesuarları, spor aletleri

SPORTING GOODS DEPARTMENT : English Turkish

n. spor malzemeleri mağazası

SPORTING GOODS STORE : English Turkish

n. spor malzemeleri mağazası

SPORTING GUN : English Turkish

av silahı

SPORTING MAN : English Turkish

sporcu erkek, atlet, sporla uğraşan erkek

SPORTING NEWS : English Turkish

spor haberleri, profesyonel ve kolej sporlarına adanmış haftalık Amerikan dergisi