English Turkish
STAND DOWN : English Turkish
tanıklık yapıp çekilmek, özveride bulunmak, feragat etmek, adaylıktan çekilmek
STAND DRINKS : English Turkish
içecekler sunmak, içecekler servis etmek, meşrubatlar sunmak; içecekler ısmarlamak, içeceklerin ücretini ödemek, meşrubatlar ikram etmek
STAND EASY : English Turkish
v. rahat vaziyetinde durmak
STAND FAST : English Turkish
hazırol, kıta dur
STAND FOR : English Turkish
v. anlamına gelmek, demek olmak, kabullenmek, temsil etmek, yerine geçmek, aday olmak, sineye çekmek, sindirmek, tarafını tutmak
STAND FOR ELECTION : English Turkish
v. aday olmak
STAND IN : English Turkish
yerine çalışmak, vekâlet etmek, karaya yönelmek, katılmak
STAND IN A QUEUE : English Turkish
sırada durmak
STAND IN A WHITE SHEET : English Turkish
itiraf etmek, suçunu itiraf etmek
STAND IN AWE OF : English Turkish
v. korku duymak, huşu duymak, korkuyla karışık bir saygı duymak
STAND IN FOR : English Turkish
v. yerine çalışmak, vekâlet etmek, dublörlüğünü yapmak
STAND IN THE BREACH : English Turkish
imdada yetişmek, boşluğu doldurmak
STAND IN WITH : English Turkish
iyi geçinmek, iyi anlaşmak, araları iyi olmak
STAND OFF : English Turkish
uzak durmak, razı olmamak, denize açılmak, geçici olarak uzaklaştırmak, ücretsiz izin vermek, uzak tutmak, yaklaştırmamak
STAND ON : English Turkish
ısrar etmek, diretmek, dayanmak, dikilmek, kalkmak, yoluna devam etmek, rotadan sapmamak
STAND ON CEREMONY : English Turkish
esmi davranmak, resmiyetten hoşlanmak
STAND ON END : English Turkish
dikine koymak
STAND ON ONE'S OWN LEGS : English Turkish
kendi ayakları üzerinde durmak, kimseye muhtaç olmamak
STAND ON THE LINE : English Turkish
v. kuyruğa girmek
STAND ON THE TIP OF ONE'S TOES : English Turkish
v. parmaklarının ucunda durmak
STAND OUT : English Turkish
fırlamak, atılmak, çıkıntı yapmak, direnmek, karşı koymak, göze çarpmak
STAND OUT AGAINST : English Turkish
v. atılmak, karşı koymak, direnmek, göğüs germek
STAND OUT FOR : English Turkish
v. ısrarlı olmak, ısrar etmek, şaşmamak, vazgeçmemek
STAND OUT IN RELIEF : English Turkish
v. göze çarpmak, dikkati çekmek, kontrast oluşturmak
STAND OUT IN SILHOUETTE AGAINST : English Turkish
v. kontrast oluşturmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani