Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
STAND OUT TO SEA : English Turkish

v. denize açılmak

STAND OVER : English Turkish

dikkatle izlemek, gözünü ayırmamak, gözetlemek, uzatmak, sonraya bırakmak, ertelenmek, sonraya kalmak

STAND PAT : English Turkish

ildiğinden şaşmamak, vazgeçmemek

STAND PROXY : English Turkish

v. vekâleten bulunmak, vekâlet etmek

STAND READY RECEIVE ORDERS : English Turkish

v. el pençe divan durmak

STAND SECURITY : English Turkish

v. güvence vermek, kefil olmak

STAND SECURITY FOR SMB : English Turkish

v. kefil olmak

STAND SMB. IN GOOD STEAD : English Turkish

v. işine yaramak, yararlı olmak

STAND STILL : English Turkish

hareketsiz kalmak, hareket etmemek, kıpırdamamak, kımıldamamak

STAND SUPREME AMONG : English Turkish

v. içlerinde en iyisi olmak

STAND THE RACKET : English Turkish

suçu üstlenmek, sorumluluğu üstlenmek, masrafı üstlenmek, katlanmak, dayanmak, çekmek

STAND THE STRAIN : English Turkish

v. baskıya dayanmak, zorlamaya dayanmak

STAND THROUGH : English Turkish

v. daha uzun ömürlü olmak

STAND TO : English Turkish

yanında olmak, yardıma hazır olmak, devam etmek, ayrılmamak, bırakmamak, dönmemek, saldırı durumuna geçmek, saldırıya hazır olmak

STAND TO ATTENTION : English Turkish

v. hazırolda beklemek

STAND TREAT : English Turkish

ısmarlamak

STAND TRIAL : English Turkish

denenmek, yargılanmak

STAND UP : English Turkish

ayağa kalkmak, dikilmek, dik dik olmak, kalkmak, savunmak, taraftarı olmak, dayanmak, yılmamak, bekletmek, ağaç etmek

STAND UP FOR : English Turkish

v. savunmak, taraftarı olmak

STAND UP TO : English Turkish

göğüs germek, karşı koymak, karşısında yılmamak, cesaretle karşılmak

STAND UPON : English Turkish

ısrar etmek, diretmek, dayanmak, dikilmek, kalkmak, yoluna devam etmek, rotadan sapmamak

STAND UPRIGHT : English Turkish

v. dik durmak

STANDALONE : English Turkish

n. bağımsız bilgisayar (kendi kendine hazır bekleyebilen ve ilave ekipmanlara veya bir bilgisayar ağına ihtiyaç duymaksızın çalışabilen)

STANDARD : English Turkish

n. standart, miyar, norm, ölçüt, ölçü, model, kalite, ayar, derece, sembol, bayrak, sancak, dik destek, payanda, dik sap üzerinde yetiştirilen bitki, seviye

STANDARD : English Turkish

adj. standart, normal, klasik, herkesçe kabul edilmiş, standart olarak kullanılan, dik sap üzerinde yetiştirilen