Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
STANDARD BEARER : English Turkish

ayraktar, sancaktar, elebaşı

STANDARD COMMANDS FOR PROGRAMMABLE INSTRUMENTS : English Turkish

programlanabilir enstrümanlar için standart komutlar, Hewlett Packard tarafından geliştirilen ve SCPI Consortium tarafından desteklenen IEEE 488 standartını tamamlayan standart (Bilgisayar), SCPI

STANDARD ENGLISH : English Turkish

n. standart İngilizce, çoğu kimse tarafından örnek ve doğru İngilizce olarak kabul edilen İngilizce'nin yazılı ve sözlü şekli

STANDARD GENERALIZED MARKUP LANGUAGE : English Turkish

n. standart yaygın perakende dili, İnternet sitesi yazmak için kullanılan mutat dil, SGML

STANDARD OF KNOWLEDGE : English Turkish

n. bilgi düzeyi

STANDARD OF LIVING : English Turkish

yaşam standardı, hayat standardı

STANDARD OF PRICES : English Turkish

n. fiyat standardı

STANDARD SIZE : English Turkish

standart ölçü

STANDARD TEMPLATE LIBRARY : English Turkish

standart şablon kütüphane, kullanıcının genel muhafaza sınıfları ve genel algoritmaları kullanabilmesini sağlayan C++ proğramları derlemesi için kütüphane türü (Standart Şablon Kütüphanesi) (Bilgisayar)

STANDARD TIME : English Turkish

standart zaman, bir bölgenin resmi standart zamanı (Greenwich'e göre hesaplanan, İngiltere)

STANDARDIZATION : English Turkish

n. standardizasyon, standartlaştırma, tek tip yapma, titrasyon [kim.], ayarlama

STANDARDIZATION COMMITTEE : English Turkish

n. standardizasyon komitesi

STANDARDIZE : English Turkish

v. standartlaştırmak, tek tip yapmak, titre etmek, ayarlamak

STANDEE : English Turkish

n. ayakta kalan kimse

STANDING : English Turkish

n. ayakta durma, konum, yer, mevki, saygınlık, itibar, eskilik, geçmiş

STANDING : English Turkish

adj. daimi, sürekli, sabit, dik duran, dikilen, ayakta, ayakta yapılan, durgun

STANDING JEST : English Turkish

alay konusu

STANDING ON END : English Turkish

adj. diken diken

STANDING ORDER : English Turkish

ödeme emri, geçerliliğini kaybetmeyen emir, değişmeyen sipariş

STANDING ORDERS : English Turkish

iç tüzük, yönetmelik

STANDING OVATION : English Turkish

ayakta alkışlama, ayakta alkış yağmuruna tutma

STANDING ROOM : English Turkish

duracak yer

STANDING RULE : English Turkish

n. tüzük, yönetmelik, prensip

STANDING WATER : English Turkish

n. durgun su

STANDOFF : English Turkish

n. soğukluk, uzak durma, ayrılık, uzaklaştırma, savma