Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

TASMANIAN DEVIL : English Turkish

Tazmanya şeytanı, çok küçük bir ayıya benzeyen keseli memeli (Tazmanya'da bulunan)

TASS : English Turkish

n. Sovyet telegrafik istihbarat servisi

TASS : English Turkish

n. Sovyet telegrafik istihbarat servisi

TASS NEWS AGENCY : English Turkish

Tass haber ajansı, Rus haber ajansı

TASSEL : English Turkish

n. püskül

TASSEL : English Turkish

v. püsküllerle süslemek, püsküllerini yolmak (mısır), püskülleşmek

TASSELED : English Turkish

adj. püsküllü

TASTE : English Turkish

n. tat, çeşni, lezzet, tad, zevk, beğeni, tadımlık miktar

TASTE : English Turkish

v. tatmak, tadına bakmak, yaşamak, tadı olmak

TASTE BLOOD : English Turkish

kokusunu almak, sezmek, kan kokmak

TASTE BUD : English Turkish

tat alma cisimciği

TASTEFUL : English Turkish

adj. lezzetli, zevkli

TASTELESS : English Turkish

adj. lezzetsiz, tatsız, zevksiz, yavan, tat alma yeteneği olmayan

TASTELESSNESS : English Turkish

n. tatsızlık, zevksizlik

TASTER : English Turkish

n. çeşnici, çeşnicibaşı, tatma bardağı

TASTINESS : English Turkish

n. lezzetlilik, zevklilik

TASTING : English Turkish

n. tatma

TASTY : English Turkish

adj. lezzetli, tadı güzel, zevkli

TATAR : English Turkish

n. Tatar

TATAR : English Turkish

adj. tatar

TATARIAN : English Turkish

adj. tatar, tatarlara özgü

TATARIC : English Turkish

adj. tatar, tatarlara özgü

TATARY : English Turkish

n. Asya'nın kuzeyinde ve Avrupa'nın doğusunda Orta Çağlar'da Tatarlar tarafından istila edilen geniş bölge, Tataristan

TATER : English Turkish

n. patates

TATSU : English Turkish

n. (Japonca) "ejderha", Çin zodyak simgesi