English Turkish
THE BURDEN OF ADDUCING EVIDENCE : English Turkish
delil sunma yükümlülüğü, yargılamada bir tarafın sorumluluğunda olan hukuki delil sunma görevi
THE BURDEN OF CONVINCING : English Turkish
ikna etme yükümlülüğü, kendi hikayelerinin doğru olduğunu ikna etmek konusunda bir davadaki bir taraf üzerindeki yükümlülük
THE BURDEN OF PROOF LIES WITH : English Turkish
ir taraf iddaalarını ispat etmek ve delilleri sunmaktan sorumludur
THE BURMESE HARP : English Turkish
Burmese savaşı, popüler Japon filmi
THE BUS STOP IS OVER THERE : English Turkish
otobüs durağı orada
THE CABINET : English Turkish
Kabine, politik meselelerle ilgilenen daimi bakanlar komitesi
THE CAHAN COMMITTEE : English Turkish
Kahan Komitesi, 1982 yılında Lübnan'daki Sabra ve Şatila mülteci kamplarındaki olayları araştıran komite
THE CAIRO AGREEMENTS : English Turkish
Kario Anlaşmaları, İsrail ve Filistinliler arasındaki anlaşmaların ikinci aşaması, Eriha şehri ve Gazze şeridinde Filistin özerk yönetimini düzenleyen anlaşmalar
THE CALL OF THE WILD : English Turkish
n. vahşetin çağrısı, "Buck" adlı evcilleştirilmiş bir köpeğin efendisinin öldürülmesinin ardından vahşi doğaya kaçışı hakkında 1903'te Jack London tarafından yazılan kısa roman (Vahşetin Çağrısı)
THE CAMERI : English Turkish
Cameri tiyatrosu, Kameri sahnesi
THE CAMP DAVID AGREEMENTS : English Turkish
Kamp David Anlaşmaları, Camp David Anlaşmaları, İsrail ve mısır arasında 1978'de imzalanan ve barış anlaşmasının temelini oluşturan iki anlaşma çatısı
THE CANAANITE PERIOD : English Turkish
Canaanite dönemi, İsrail toprağının İbrani fethinden önceki dönemi
THE CANDLE IS OUT : English Turkish
mum tükendi, kandil söndü, kandil yanmayı bitirdi, mum söndü
THE CANTERBURY TALES : English Turkish
Canterbury hikayeleri, Geoffrey Chaucer (14'üncü yüzyıl İngiliz şairi) tarafından yazılan çalışma
THE CAPE : English Turkish
n. ümit burnu
THE CAPITOL : English Turkish
Başkent, Washington D.C.'de (ABD) üzerinde Temsilciler Meclisi ve Yüksek Mahkeme'nin bulunduğu tepe; Amerikan Temsilciler Meclisi (Kongre ve Senato)
THE CAR BROKE DOWN : English Turkish
arabam bozuldu
THE CAR SKIDDED : English Turkish
araba patinaj yaptı, araba tekerlekleri üzeride kaydı, araba kontrolsüz şekilde kaydı
THE CARMEL MARKET : English Turkish
Karmel pazarı, Carmel pazaryeri, Tel Aviv'de renkli atmosferi ile ünlü pazaryeri
THE CARPENTER'S SON : English Turkish
marangozun oğlu, Hz. İsa, Nazareth'li İsa
THE CASH REGISTER IS OVER THERE : English Turkish
kasa orada
THE CAT IS OUT OF THE BAG : English Turkish
kedi çantanın dışında, kedi çantadan çıktı, gerçek açığa çıktı, gerçekler söylendi, bütün hikaye ortaya çıktı
THE CATCHER IN THE RYE : English Turkish
n. Pensilvanya'daki hazırlık okulundan kaçarak New York'ta saklanan bu arada masumiyetini kaybettirmeye çalışan yetişkin samimiyetsizliğine karşı şiddetle direnen Holden Caulfield hakkında J. D. Salinger tarafından yazılan roman (ABD'de ilk kez 1951 yılında yayınlandı)
THE CAUSE : English Turkish
tüm hayatların kaynağı, Tanrı, Yaratıcı
THE CAVES OF PREHISTORIC MAN : English Turkish
tarih öncesi insanların mağaraları, İsrail'de Hayfa'nın Karmel bölgesindeki Mearot çayında bulunan tarih öncesi mağaralar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani