Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THE DAYS OF THE MESSIAH : English Turkish

Mesih'in günleri, dünyanın son günleri, Kıyamet, Armagedon, ölümün/ölülerin yükselişi veya dirilişi

THE DEAD : English Turkish

n. 1960'lardan 1990'lara Amerikan rock and roll grubu

THE DEAD : English Turkish

n. ölü, ölüler, ölmüşler

THE DEAD : English Turkish

n. ölüler, artık yaşamayan kimseler, ölmüş rahmetli olmuşlar

THE DEAD OF WINTER : English Turkish

n. karakış, kış ortası

THE DEAF : English Turkish

n. sağırlar

THE DECEASED : English Turkish

n. ölmüş kişi, ölmüşler, merhumlar

THE DECISION HAS BEEN MADE : English Turkish

karar verildi, mesele veya konu bir karara bağlandı, konuya karar verildi

THE DEEP : English Turkish

enginler, deniz, okyanus

THE DEER HUNTER : English Turkish

geyik avcısı, Michael Cimino tarafından yönetilen 1978 yapımı Amerikan filmi (başrollerini Robert De Niro, Meryl Streep, Christopher Walken ve John Savage'ın oynadığı)

THE DEFENCE SYSTEM : English Turkish

savunma sistemi, vatandaşların askeri güvenliği ile alakalı tüm herşey

THE DEFUNCT : English Turkish

n. ölüler

THE DEITY : English Turkish

n. tanrıça

THE DELUGE : English Turkish

üyük tufan, nuh tufanı

THE DEPARTED : English Turkish

göçmüşler, ölüler

THE DEPRESSION : English Turkish

Büyük Buhran, 1930'larda ABD'de yaşanan büyük ekonomik kriz (29 Ekim 1929'da büyük borsa çöküşünün yol açtığı)

THE DERI TRIAL : English Turkish

Deri mahkemesi, Deri yargılaması, Bakanlığının bütçesini uygunsuz şekilde yönetmekle ve rüşvet almakla suçlanan eski içişleri bakanının yargılanması (1994)

THE DESCRIPTIONS MATCH ONE ANOTHER : English Turkish

irbiri ile örtüşen tanımlamalar, biri diğeri ile aynı kanıda olan teoriler

THE DESTINIES : English Turkish

n. kader tanrıçaları [mit.]

THE DESTITUTE : English Turkish

n. fakir fukara, yoksullar

THE DEVIL : English Turkish

hay aksi, kör şeytan, allah belâsını versin

THE DEVIL IS NOT SO BLACK AS HE IS PAINTED : English Turkish

şeytan boyandığı kadar siyah değildir, Şeytan yaratılan ve anlatılan kadar kötü değildir

THE DEVIL TAKE THE HINDMOST : English Turkish

altta kalanın canı çıksın

THE DIE IS CAST : English Turkish

ok yaydan çıktı, iş işten geçti, zarlar atıldı

THE DIET : English Turkish

n. Japonya Ulusal Meclisi, iki meclisten oluşan Japon yasama organı (Temsilciler Evi ve Konsey Meclisi)