Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THE TENNIS CIRCUIT : English Turkish

n. tenis ligi

THE TENSION WAS ALLEVIATED : English Turkish

tansiyon düştü, tansiyon hafifledi, durum rahatladı, fırtına dindi, meseleler daha az endişe edilir hale geldi

THE TENTH PLAGUE : English Turkish

onuncu felaket, ilk doğan felaketi, Mısırlılar'ın on felaketinden biri (İncil'den)

THE THEN PRESIDENT : English Turkish

n. zamanın cumhurbaşkanı, o zamanki başkan

THE THIEF DOTH FEAR EACH BUSH AN OFFICER : English Turkish

hırsız görevlinin saçından bile çok korkar, her hırsız açığa çıkacağı veya yakalanacağı hususunda paranoyak hale gelir (bir suç işleyen kimse olağanüstü hassas davranışlar göstermek suretiyle kendini ele verme eğilimindedir)

THE THIN RED LINE : English Turkish

ince kırmızı çizgi, Terrence Malick'in yönettiği 1998 yapımı film (başrollerinde Sean Penn, George Clooney, John Travolta, Woody Harrelson, ve Nick Nolte'un oynadığı)

THE THING : English Turkish

gereken, ne lâzımsa o, doğru, moda olan şey

THE THIRD ARMY : English Turkish

üçüncü ordu, Yom Kippur savaşında İsrail'e karşı savaşan askeri birim

THE THIRD SIDE : English Turkish

üçüncü taraf, aşık, sevgili, metres, karı ve koca arasında gelen ilave insan

THE THIRD TEMPLE : English Turkish

üçüncü tapınak, İsrail'in lakabı, milli Yahudi yurdu

THE THIRD WAY : English Turkish

üçüncü yol, İsrail'de bir siyasi parti

THE THREE FATHERS : English Turkish

Üç Babamız, Üç Babalar, Üç Baba, İncil'den aile reisi pirler, Hz. İbrahim Hz. İshak ve Hz. Yakup

THE THREE GRACES : English Turkish

n. (Yunan Mitolojisi) Üç tanrıça, Üç Nişan, eğlencenin çekiciliğin ve güzelliğin Zeus'un kızları olan üç kız kardeş tanrıçaları (Aglaia, Euphrosyne ve Thalia)

THE THREE MUSKETEERS : English Turkish

üç silahşörler, Kral XIV. Louis'in saltanatı zamanında üç maceracı askerin hikayesi (Alexandre Dumas tarafından yazılan) (Üç Silahşörler)

THE THREE R'S : English Turkish

n. okuma yazma ve aritmetik

THE THREE STOOGES : English Turkish

üç ahmaklar, 1950 ve 60'larda Amerikan komedi üçlüsü

THE TIME BEING : English Turkish

şimdi, şu an için, şu andan itibaren, şu anda, halen

THE TIME HAS ARRIVED : English Turkish

zaman geldi, saat üzerimizde, vakit ulaştı, şimdi zamanıdır

THE TIME HAS COME : English Turkish

zaman geldi, saat üzerimizde, vakit ulaştı, şimdi zamanı

THE TIME WILL COME : English Turkish

zamanı gelecek, zaman gelecek, hala bir şansın olacak, gün gelecek, günü gelecek

THE TIMES : English Turkish

zamanlar, çağlar, Londra'da yayınlanan büyük günlük gazete (İngiltere)

THE TIN SOLDIER : English Turkish

Kurşun Asker, kurşun bir asker oyuncağın ana karakter olduğu çocuk hikayeleri

THE TO-COME : English Turkish

gelecek

THE TOILET IS CLOGGED : English Turkish

tuvalet tıkanmış

THE TOILETS : English Turkish

tuvaletler, banyolar, lavabolar, rahatlama odaları