Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THE TWENTIES : English Turkish

n. yirmiler, yirmili yıllar

THE TWILIGHT ZONE : English Turkish

elirsizlik hattı, alacakaranlık bölgesi, popüler Amerikan televizyon şovu

THE TWIST : English Turkish

n. vücudun kıvrılması hareketlerini içeren 1960'larda popüler rock and roll dansı

THE TWO : English Turkish

n. ikisi, iki kişi

THE TWO OF US : English Turkish

ikimiz

THE TWO TABLES OF THE COVENANT : English Turkish

anlaşmanın iki masası, On Emrin tabletleri, On Emrin levhaları

THE UGLY DUCKLING : English Turkish

çirkin ördek yavrusu, Hans Christian Andersen tarafından yazılan çocuk hikayesi

THE ULTIMATE COLLECTION OF WINSOCK SOFTWARE : English Turkish

n. Winsock bilgisayar yazılımının en son sürümü, TUCOWS, 1993'te Michigan'da (ABD) oluşturulan ve Toronto (Kanada) merkezli yüzlerce dağıtım sürümü ve demo yazılım paketleri indirebileceğiniz popüler ücretsiz indirme sitesi

THE ULTIMATUM HAS EXPIRED : English Turkish

ültimatomun süresi doldu, gereklilikleri yerine getirmek için verilen süre tükendi

THE UNBEARABLE LIGHTNESS OF BEING : English Turkish

varolmanın dayanılmaz hafifliği, Milan Kundera'nın (Çekoslavak yazar) daha sonra filmi çekilen kitabı

THE UNDERMENTIONED : English Turkish

adj. aşağıdaki

THE UNDERSIGNED : English Turkish

n. imzalayan, imza sahibi

THE UNEMPLOYED : English Turkish

n. iğsizler, işsizler

THE UNFINISHED SYMPHONY : English Turkish

itmemiş senfoni, tamamlanmamış Schubert'in Sekizinci Senfonisi

THE UNION : English Turkish

Birlik, Amerika Birleşik Devletleri

THE UNITED CITY OF JERUSALEM : English Turkish

Kudüs birleşik şehri, 1967 altı gün savaşını takiben İsrail'in başkenti Kudüs, Doğu Kudüs'üde içeren Kudüs şehrinin tamamı

THE UNITED KIBBUTZ : English Turkish

Birleşik Kibbutz, Birleşik kollektif çiftlik, ulusal kibbutz hareketlerinden biri

THE UNITIES : English Turkish

irlikler, Hareket Zamanı ve Konum

THE UNSEEN : English Turkish

n. ahiret, öbür dünya, gaip

THE UNSKILLED LABOR : English Turkish

n. kaba iş, vasıfsız işçiler

THE UNTHINKABLE : English Turkish

n. akla gelmeyecek şey, en kötü şey

THE UPHEAVAL OF SODOM AND GOMORRAH : English Turkish

Sodom ve Gomore kargaşası/ayaklanması, korkunç çöküş, korkunç çökertme, ciddi kargaşa

THE UPPER PART OF HIS BODY : English Turkish

vücudunun üst tarafı, vücudunun belden yukarı kısmı

THE UPPER TEN : English Turkish

n. asiller, kibarlar

THE UPRISING IN THE WARSAW GHETTO : English Turkish

Varşova gettosu ayaklanması, 1943 senesinde Polonya'nın Varşova gettosunda Yahudi anti-Nazi ayaklanması