English Turkish
THE SIMPSONS : English Turkish
Simsonlar, heyecanlı bir Amerikan ailesini anlatan animasyon televizyon dizisi
THE SINK IS CLOGGED : English Turkish
lavabo tıkanmış
THE SITUATION BECAME UNBEARABLE : English Turkish
durum dayanılmaz bir hale geldi, duruma artık daha fazla tahammül edilemezdi, durum artık katlanılabilir olmaktan çıktı
THE SITUATION GOT OUT OF HAND : English Turkish
durum elden çıktı, durumun kontrolden çıktı, durum artık kontrol dışında
THE SITUATION IS WELL UNDER CONTROL : English Turkish
durum kontrol altında, durum üzerinde kontrol sağlandı, durum iyi idare ediliyor
THE SITUATION WAS DESPERATE : English Turkish
durum ümitsizdi, vaziyet ümitsizdi, şartlar iyi değildi, durum çok kötüydü
THE SIXTEENTH SHEEP : English Turkish
onaltıncı koyun, çocuklar için popüler şarkılar ve şiirler müzikali kaydı ismi
THE SKIES ABOVE : English Turkish
tepemizdeki gökyüzü, üzerimizdeki gök, üzerimizdeki gök kubbe, kafalarımızın üzerindeki cennetler
THE SKY CLEARED UP : English Turkish
hava açıldı, gökyüzü mavi ve açık bir hal aldı, tüm problemler ortadan kalktı
THE SKY CLOUDED OVER : English Turkish
hava bulutlandı, gökyüzü bulutlarla kaplandı, hava iç karartıcı ve kasvetli bir hal aldı, problemler çoğaldı
THE SKY IS CLEARING UP : English Turkish
gökyüzü açılıyor
THE SKY IS CLOUDED OVER : English Turkish
gökyüzü bulutlanıyor
THE SKY IS THE LIMIT : English Turkish
sınır gökyüzüdür, limit yok, sınır gökyüzünde olabilecek en yüksek noktaya çekilebilir
THE SKY THREATENS A STORM : English Turkish
fırtına çıkacağa benziyor
THE SLAVS : English Turkish
Slavlar, Slav ırkı, doğu Avrupa ve kuzey Asya'nın Hint-Avrupa insanları (Rusya, Polonya, Bulgaristan ve diğerlerini içeren)
THE SMALL OF THE BACK : English Turkish
n. boş böğür, sırtın bel kısmı
THE SMART SET : English Turkish
yüksek sosyete, sosyal elit, ünlüler
THE SNIFFLES : English Turkish
n. hafif nezle, nezle
THE SNUFFLES : English Turkish
n. nezle, burnu akma
THE SOCIAL EVIL : English Turkish
n. orospuluk, fuhuş
THE SON : English Turkish
n. İsa peygamber
THE SOONER THE BETTER : English Turkish
ne kadar erken o kadar iyi, ne kadar çabuk olursa o kadar iyi
THE SOPRANOS : English Turkish
n. New Jersey'de (ABD) yaşayan hayali bir İtalyan asıllı Amerikan Mafya ailesi hakkında Amerikan televizyon draması
THE SOUND AND THE FURY : English Turkish
n. ses ve öfke, 1929 yılında William Faulkner tarafından yazılan kitap
THE SOUND OF MUSIC : English Turkish
müziğin sesi, 1970'lerin ünlü Amerikan müzikali ve başrolünde Julie Andrews'in oynadığı filmi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani