Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THE RIGHT THING TO DO : English Turkish

yapılacak doğru şey, yapılması gereken doğru hareket

THE RIGHTEOUS : English Turkish

n. erdemliler

THE RIGHTEOUS SHALL FLOURISH LIKE A PALM : English Turkish

iyilik palmiye gibi süslü ve gösterişli büyüyecektir, iyilik başarılı olacaktır, iyi kazanacaktır

THE RING OF TRUTH : English Turkish

n. gerçeğin sesi

THE RISE AND FALL OF THE THIRD REICH : English Turkish

üçüncü Reich'in yükselişi ve çöküşü, Almanya'da Nazi rejiminin yükselişini ve çöküşünü inceleyen kitap

THE RISING GENERATION : English Turkish

n. yeni nesil

THE RIVER BURST ITS BANKS : English Turkish

nehir kıyılarını patlattı, nehir yatağından taştı, nehir kenarındaki setleri patlattı, nehir taştı, nehir kıyılarını sular altında bıraktı

THE RIVER THAMES : English Turkish

n. thames nehri

THE ROAD TENDS SOUTH : English Turkish

yol güneye yöneliyor, yol güney istikametine doğru gidiyor

THE ROAD TO HELL IS PAVED WITH GOOD INTENTIONS : English Turkish

cehenneme giden yol iyi niyetlerle döşenmiştir, cehenneme giden yolun kaldırımları iyi niyet taşları ile döşenmiştir, iyi niyetler yeterli olmaz, bir kimsenin kaderine niyetler değil faaliyetler karar verir

THE ROAD TO SUCCESS : English Turkish

n. başarıya giden yol

THE ROARING FORTIES : English Turkish

kükreyen kırklar, vahşi 1940'lar

THE ROBE : English Turkish

n. hukukçular

THE ROCK : English Turkish

kaya, (lakab) Alkadraz Adası'nda (San Francisco Körfezi'nde) bulunan kötü şöhretli hapisane

THE ROCKETTES : English Turkish

hepsi kadınlardan oluşan hassas çizgili dansları ile ünlü Amerikan dans topluluğu

THE ROOM IS FREE : English Turkish

oda boş, oda serbest, oda kullanılabilir, oda meşgul veya kullanımda değil

THE ROUND TABLE : English Turkish

n. kral arthur ve şövalyelerinin oturduğu masa

THE RUMOR RUNS THAT : English Turkish

orada
.. diye bir söylenti var, insanlar diyor ki
.., ortada
.. dedikodusu var

THE RUMOR SPREAD QUICKLY : English Turkish

dedikodu çabuk yayıldı, dedikodu neredeyse herkes tarafından duyuldu, dedikodu toplumun geneli tarafından bilinir hale geldi

THE RUNS : English Turkish

(Argo) ishal, amel

THE RUSSIAN LANGUAGE : English Turkish

Rus dili, Rusça, Rusya ve eski Sovyet cumhuriyetlerinde konuşulan dil

THE SACRAMENT : English Turkish

n. şarap ve ekmeğin kutsanması töreni, aşai rabbani ayini

THE SACRIFICE OF ISAAC : English Turkish

Hz. İsmail'in fedakarığı, İsmail'ı,in kurban edilmesi, Hz. İbrahim tarafından Hz. ismail'in neredeyse kurban edilmesini anlatan incilsel öykü

THE SAFETY ZONE : English Turkish

güvenlik hattı, güvenlik bölgesi, güvenli bölge, Güney Lübnan'ın İsrail sınırı boyunca Güney Lübnan ve İsrail ordularınca kontrol edilen bölge

THE SAHARANA : English Turkish

Kürdistan Yahudilerince kutlanan çok miktarda dans ve şölen içeren bayram