Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THE SECRET SERVICE : English Turkish

n. gizli servis, haberalma servisi

THE SENIOR CLASS : English Turkish

n. son sınıf

THE SERVICES : English Turkish

hizmetler, servisler, askeriyenin çeşitli dalları

THE SET OF THE DAY : English Turkish

n. gün batımı, güneşin batışı

THE SEVEN PLANETS : English Turkish

yedi gezegen, önceden dünyanın yörüngesinde döndükleri düşünülen yedi nesne (Güneş, Merkür, Venüs, Ay, Satürn, Jüpiter, ve Mars)

THE SEVENTIES : English Turkish

n. yetmişli sayılar, yetmişli yıllar, yetmişlikler

THE SEVENTY : English Turkish

Yetmişlik, büyük Sanhedrin; Hz. İsa'nın 70 havarisi

THE SEX PISTOLS : English Turkish

seks pistolleri, 1970'lerin sonunda punk hareketinde çok etkili olan İngiliz punk-rock grubu

THE SHADES : English Turkish

gölgeler diyarı, yeraltı dünyası, ölüler diyarı, cehennem

THE SHAKES : English Turkish

sarsıntılar, çarpıntılar, salınımlar, titremeler, sallamalar

THE SHIRES : English Turkish

Leicester'da (İngiltere) alışveriş merkezi

THE SHIVERS : English Turkish

heyecan, humma, titreme, ürperme

THE SHOE IS ON THE OTHER FOOT : English Turkish

ayakkabı diğer ayakta, durum kendini tersine çeviriyor, durum başa sarıyor, olayların düzeni değiştirildi

THE SHOPS ARE CLOSED AFTER TWO P.M : English Turkish

mağazalar saat ikiden sonra kapalı

THE SHOPS ARE OPEN TILL TWO O'CLOCK : English Turkish

mağazalar saat ikiye kadar açık

THE SHOW IS ON : English Turkish

şov başlıyor, gösteri başlıyor

THE SHOW ME STATE : English Turkish

Missouri'nin (ABD) lakabı

THE SHOW MUST GO ON : English Turkish

şov devam etmeli, gösteri devam etmeli, ilerlemeye devam etmeliyiz, devam etmeliyiz

THE SHOWER DOESN'T WORK : English Turkish

duş çalışmıyor

THE SHUDDERS : English Turkish

ürpertiler, sarsıntılar, çarpıntılar, salınımlar, titremeler, sallamalar

THE SICK : English Turkish

n. hastalar

THE SIGNALS : English Turkish

n. muhabere sınıfı

THE SILENT MAJORITY : English Turkish

n. sessiz çoğunluk, ABD Başkanı Richard Nixon'ın sessiz destekçileri (Watergate skandalı esnasında); İngiltere'de kırsal bölge siyasi grubu

THE SILENT MAJORITY : English Turkish

n. sessiz çoğunluk, duyulmayan çoğunluk, sesi çıkmayan çoğunluk, muhalif olmayan veya protesto etmeyen çoğunluk

THE SILVER SCREEN : English Turkish

n. beyaz perde