Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
VOTE CONTRACTING : English Turkish

seçim parası, seçim rüşveti, oy parası, belli bir adaya oy vermek için yapılan ödeme

VOTE CONTRACTOR : English Turkish

seçim parası veren kimse, seçim rüşveti veren kimse, oy parası veren kimse, belli bir adaya oy verilmesi karşılığında ödeme teklif eden kimse

VOTE COUNTING : English Turkish

oy sayımı, oy sayılması, her aday için verilen oy sayısının belirlenmesi

VOTE DOWN : English Turkish

oylayarak reddetmek, oylama ile yenmek

VOTE FOR : English Turkish

v. oy vermek

VOTE FOR THE INDIVIDUAL NOT FOR THE LABEL : English Turkish

partiye değil ama kişiye verilen oy, parti için değil ama aday için verilen oy, bütün bir siyasi parti için değil ama bir aday için verilen oy

VOTE GETTER : English Turkish

n. oy kazandıran şey

VOTE OF CENSURE : English Turkish

güvensizlik oyu

VOTE OF CONFIDENCE : English Turkish

güven oyu

VOTE OF NO CONFIDENCE : English Turkish

n. güvensizlik oyu

VOTE OF NON-CONFIDENCE : English Turkish

güvensizlik oyu, hükümeti düşürme teşebbüsüyle yapılan oylama, güvensizlik belirtilerek yapılan oylama

VOTE OF NONCONFIDENCE : English Turkish

güvensizlik oyu, hükümeti düşürme teşebbüsüyle yapılan oylama, güvensizlik belirtilerek yapılan oylama

VOTE OF PROTEST : English Turkish

protesto oyu, protesto etmek amacıyla verilen oy

VOTE OUT : English Turkish

seçim kazanmak, oylama kazanmak

VOTE SOLID : English Turkish

aynı oyu kullanmak, oybirliği yapmak, aynı tercihi yapmak

VOTE THROUGH : English Turkish

oylayarak onaylamak, oylama ile kabul etmek

VOTE TODAY AND HAVE A SAY : English Turkish

oyunu kullana ve söz sahibi ol, oyun değerli, reyin değerli, seçimlere katılan herkesin hayati konulara etkisi var

VOTE WITH ONE'S FEET : English Turkish

tepkisini bir yerden ayrılarak ifade etmek, ayrılarak protesto etmek; toplu gösteri veya yürüyüşle gerçekleştirilen kamu destek veya karşıtlık gösterisi

VOTED AGAINST : English Turkish

karşı oy kullandı, rakibe oy verdi, diğer partiye oy vererek şahsi ayrılık sergiledi

VOTELESS : English Turkish

adj. oysuz, reysiz, oy haksız, oy hakkı olmama durumu, seçim ayrıcalıklarını kaybetme durumu

VOTER : English Turkish

n. seçmen, oy veren kimse

VOTER REGISTRATION RECORD : English Turkish

seçmen kaydı, seçmen listesi, seçmen kütüğü

VOTER TURNOUT : English Turkish

seçmen katılımı, seçim katılım oranı, seçime katılım yüzdesi, seçimlerde oy kullanan seçmenlerin toplam sayısı veya yüzdesi

VOTERS ROLL : English Turkish

seçmen kaydı, seçmen listesi, seçmen kütüğü

VOTERS' LIST : English Turkish

seçmen listesi, seçmen kaydı, seçmen kütüğü, oy kullanacak olan herkesin listesi, oy kullanma hakkına sahip olan herkesi bulunduğu liste