Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
VOLE : English Turkish

n. tarla faresi, vale

VOLGA : English Turkish

n. Volga Nehri, Rusya'nın batısında bir nehir, Avrupa'daki en uzun nehir; Iowa eyaletinde (ABD) bir kasaba

VOLGA RIVER : English Turkish

n. Volga Nehri, Iowa eyaletinde (ABD) bir nehir, Rusya'nın batısında bir nehir

VOLGOGRAD : English Turkish

n. Volgagrad, Rusya'nın güneybatısında bir şehir (önceden Stalingrad)

VOLITION : English Turkish

n. irade, istem

VOLITIONAL : English Turkish

adj. irade ile ilgili

VOLITIONALLY : English Turkish

adv. iradeyle, iradeli olarak, bilerek, isteyerek, amaçlayarak, bile bile

VOLITIONLESS : English Turkish

adj. iradesiz

VOLITIVE : English Turkish

adj. irade ile ilgili, iradeye ait, istem belirten

VOLKSWAGEN : English Turkish

n. Alman otomobil markası

VOLLEY : English Turkish

n. yaylım ateş, atma, yağdırma, topa yere değmeden vurma

VOLLEY : English Turkish

v. yaylım ateşe tutmak, yağdırmak, topa yere değmeden vurmak

VOLLEY BOMBING : English Turkish

n. bomba yağdırma

VOLLEY FORTH : English Turkish

yağdırmak, yağmuruna tutmak

VOLLEY OUT : English Turkish

yağdırmak, yağmuruna tutmak

VOLLEYBALL : English Turkish

n. voleybol, voleybol topu

VOLLEYBALL GAME : English Turkish

voleybol oyunu, topun gerilmiş bir ağın üzerinden ellerin kullanılarak atıldığı oyun

VOLLEYBALL TEAM : English Turkish

voleybol takımı, aynı kulübün voleybol oyuncularından oluşan grup

VOLLEYER : English Turkish

n. voleci, vole vurucusu, vole vuran kişi

VOLPLANE : English Turkish

n. süzülme

VOLPLANE : English Turkish

v. süzülmek

VOMITORY : English Turkish

n. kusturan ilaç, kusturucu ilaç

VOMITOUS : English Turkish

adj. mide bulandırıcı, kusturucu, kusmaya sebep olan nitelikte, kusmayla ilgili veya kusmaya özgü; kusma üzere olan, kusmak üzere

VOMITURITION : English Turkish

n. vomitürisyon, zorla kusmaya çalışma eylemi (genelde başarısızca)

VOMITUS : English Turkish

n. vomitus, kusmuk