English Turkish
VOICE DETECTING : English Turkish
ses algılayan, ses algılayıcı, ses tanımlayan, sesleri bilgisayar aracılığıyla tanımlama teknolojisi
VOICE DETECTING PROGRAM : English Turkish
ses algılama programı,ses tanımlama programı, sesleri bilgisayar aracılığıyla tanımlamak için tasarlanmış program
VOICE IN THE WILDERNESS : English Turkish
oşa tüketilen nefes
VOICE MAIL : English Turkish
sesli mesaj, ses mesajı, aboneler için dijital mesaj kaydı yapan ve bu kaydın tekrar dinlenebilmesini sağlayan bilgisayarlı çağrı servisi
VOICE OF CONSCIENCE : English Turkish
iç ses, vicdan sesi, vicdani ses, bir kimseyi yanlış bir şey yaptıktan sonra uyaran hayalî ses, bir kimsenin "konuşan" ve pişmanlık duymasını sağlayan bilinci
VOICE OF HOPE : English Turkish
umudun sesi, radyo istasyonu
VOICE OF MUSIC : English Turkish
müziğin sesi, İsrail'de radyo istasyonu
VOICE OF PEACE : English Turkish
arışın sesi, Abie Natan'ın sahibi olduğu radyo istasyonu
VOICE OVER : English Turkish
v. sözünü geçirmek
VOICE OVER INTERNET PROTOCOL : English Turkish
İnternet üzerinden ses protokolü, İnternet üzerinden dijital olarak ses iletimi için protokol (normal telefon hatlarını kullanmaksızın), VOIP
VOICE QUALITY : English Turkish
n. ses kalitesi
VOICE RANGE : English Turkish
n. ses erimi
VOICE RECOGNITION : English Turkish
ses tanıma, ses okuma, bir bilgisayarın metinler veya açıklamalar oluşturmak üzere insan sesini tanıması özelliği
VOICE SYNTHESIS : English Turkish
ses sentezi, ses bireşimi, giriş yapılan bir metne göre insan sesi çıkaran program
VOICE TRAINING : English Turkish
ses eğitimi, şarkı söyleme ve sesi düzgün kullanma konularında verilen eğitim
VOICE-OVER : English Turkish
(Televizyon, Film) seslendirme, bittikten sonra bir filmin üzerine eklenen anlatım veya ses; ekran dışı bir karakterin anlatıcısı olan film veya görüntü sekansı; ekran dışı bir karakter veya anlatıcının sesi
VOICED : English Turkish
adj. sesli, akortlu
VOICED HIS PROTEST : English Turkish
protesto etti, itirazını belirtti, itirazını dile getirdi, memnuniyetsizliğini dillendirdi
VOICED SOUND : English Turkish
n. seslendirilmiş konuşma, ses tellerinden gelen sesle çıkan konuşma sesi
VOICEDNESS : English Turkish
n. seslilik, sesi olma durumu, belli bir sesi olma durumu (örneğin yüksek seslilik); sesli ifade, ses ifadesi
VOICEFUL : English Turkish
adj. sesli, yüksek sesli, gürültülü
VOICELESS : English Turkish
adj. dilsiz, sessiz, oy kullanamayan, düşüncesini söyleme hakkı olmayan
VOICELESS SOUND : English Turkish
insan sesi kullanmayarak çıkarılan ses
VOICELESSLY : English Turkish
adv. sessizce, sessiz bir şekilde, ses olmadan; etkisizce, etkisiz bir şekilde, tesirsizce, tesirsiz bir şekilde
VOICELESSNESS : English Turkish
n. sessizlik, sessiz olma durumu, sesli olmama durumu, sesi olmama durumu; fikirsizlik fikirsiz olma durumu; etkisizlik, tesirsizlik, etkisiz olma durumu, tesirsiz olma durumu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani