English Turkish
VOCATIONAL SCHOOL : English Turkish
meslek okulu, meslek yüksek okulu, ticaret meslek okulu, teorik çalışmalarının yanında öğrencilere ticareti de öğreten okul, pratik meslek eğitimi okulu, pratik meslekî öğrenim okulu
VOCATIONAL TRAINING : English Turkish
meslekî eğitim, meslek eğitimi, iş eğitimi; bir kimseye uygun bir işi nasıl bulacağının öğretilmesi
VOCATIONAL TRAINING CENTER : English Turkish
meslekî eğitim merkezi, bir mesleğin derinlemesine sırlarını öğreterek insanları meslekî görevlere hazırlama yeri
VOCATIVE : English Turkish
n. vokatif, seslenme durumu
VOCATIVE : English Turkish
adj. ismin hitap haline ait, seslenme ile ilgili
VOCATIVELY : English Turkish
adv. vokatif bir şekilde, çağrı şeklinde, bir kimseye veya şeye hitap edilmesi durumuyla
VOCE : English Turkish
n. (İtalyanca) ses
VOCIFERATE : English Turkish
v. bağırıp çağırmak, gürültü etmek
VOCIFERATION : English Turkish
n. bağırıp çağırma, gürültü etme
VOCIFEROUS : English Turkish
adj. bağırıp çağıran, gürültülü, sesli
VOCIFEROUS COMPLAINT : English Turkish
ağırtılı şikâyet, gürültülü yakınma, sesli sızlanma
VOCIFEROUSLY : English Turkish
adv. yüksek sesli bir şekilde, gürültülü bir şekilde, bağırarak
VOCIFEROUSNESS : English Turkish
n. yüksek seslilik, bağırtılılık, gürültülülük
VOCODER : English Turkish
n. ses kodlayıcı, ses kodlayıcısı, filtre kullanarak ses veya konuşma dizisini ayrı bölümlere ayıran ses analiz aygıtı (voice coder olarak da bilinir)
VODAFONE GROUP : English Turkish
Vodafone grubu, İngiliz konsorsiyumu (önde gelen taşınabilir telefon üreticisi)
VODKA : English Turkish
n. votka
VOGES : English Turkish
n. bir soyadı
VOGUE : English Turkish
n. moda dergisi, kadınlar için aylık Amerikan dergisi, önde gelen İngilizce kadın dergilerinden biri (sağlık, güzellik, moda, güzel sanatlar, vb. gibi konu başlıklarını işleyen)
VOGUE : English Turkish
n. moda, popülarite, rağbet, tutma
VOGUE WORD : English Turkish
n. moda sözcük, tutulan sözcük
VOGUISH : English Turkish
adj. moda, trendi, tarz, şık
VOICE : English Turkish
n. ses, söz, ifade, fikir, düşünce, ses kalitesi, şarkı sesi, ses tonu, çatı [dilb.]
VOICE : English Turkish
v. söylemek, ifade etmek, dile getirmek, akort etmek, ses çıkarmak
VOICE CAPABLE MODEM : English Turkish
ses özellikli modem, sesleri işlemden geçirebilen modem
VOICE CHANNEL : English Turkish
ses kanalı, sesin içinden geçtiği kanal
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani