Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
VOCAL CORD : English Turkish

ses teli, boğazda bulunan ve konuşmak için kullanılan tel

VOCAL CORDS : English Turkish

ses telleri

VOCAL EFFECTS : English Turkish

ses efektleri, farklı ses ilaveleri

VOCAL INFORMATION : English Turkish

sesli bilgi, sözlü bilgi, sesli çağrı karşılama hizmeti

VOCAL MUSIC : English Turkish

vokal müzik, sesli müzik, insan sesiyle yapılan müzik

VOCAL RANGE : English Turkish

n. ses aralığı, ses mesafesi, insan sesinin yüksek perdeyle alçak perde arasındaki mesafe

VOCAL SCORE : English Turkish

n. ses partisyonu, sadece sesli olan partisyon

VOCAL SPEECH SOUND : English Turkish

sözlü konuşma sesi, ses telleri hareket ettirilerek çıkarılan ses

VOCALIC : English Turkish

adj. sesli harf ile ilgili, sesli harfi çok olan

VOCALISE : English Turkish

v. seslendirmek, ses üretmek, dillendirmek; bir ünlü olarak ünsüz bir harfi telaffuz etmek; şarkı söylemek, türkü söylemek; bir duygu veya düşünceyi yüksek sesle ifade etmek; ünsüz bir metni ünlü işaretlerle işaretlemek (vocalize olarak da yazılır)

VOCALISER : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) sesleştiren, sese dönüştüren, ifade eden, dillendiren, konuşan; vokalist, şarkıcı, okuyucu (vocalizer olarak da yazılır)

VOCALISM : English Turkish

n. sesli harf sistemi, sesi kullanma

VOCALIST : English Turkish

n. voklalist, şarkıcı, seslendirmeci

VOCALIZATION : English Turkish

n. seslendirme, vokal yapma, sesli harf yerine kullanma

VOCALIZE : English Turkish

v. seslendirmek, vokal yapmak, sesli harf yerine kullanmak, noktalamak (harf)

VOCALIZER : English Turkish

n. (Amerikan İngilizcesi) sesleştiren, sese dönüştüren, ifade eden, dillendiren, konuşan; vokalist, şarkıcı, okuyucu (vocaliser olarak da yazılır)

VOCALLY : English Turkish

adv. sesle, sessel olarak, sesli bir şekilde, ses aracılığıyla; konuşarak, sesli konuşarak, yüksek sesle konuşarak

VOCALTECH : English Turkish

n. İnternet anahtarlaması konusunda uzmanlaşmış İsrailli iletişim şirketi

VOCAT. : English Turkish

n. "vocative (vokatif)", seslenme durumu, seslenmelik, çağrı, nida, bir kişiye hitap edildiğini anlatan durum (Gramer)

VOCATION : English Turkish

n. davet, çağrı, yetenek, kabiliyet, meslek, uğraşı

VOCATIONAL : English Turkish

adj. mesleki, meslek ile ilgili

VOCATIONAL ADUCATION : English Turkish

n. mesleki eğitim

VOCATIONAL COLLEGE : English Turkish

meslek yüksek okulu, meslek koleji, öğrencilerin meslek öğrendikleri okul

VOCATIONAL GUIDANCE : English Turkish

mesleki rehberlik

VOCATIONAL ORIENTATION : English Turkish

meslekî oryantasyon, meslekî yönlendirme, meslekî intibak, iş arama yardımı